Bugün hiçbir ulus terör tehdidinden beri değil... Şeytanın dili terörün "bize hizmet edeni" veya "bize karşı olanı" da söz konusu olamaz.
Batı'nın terör karşısındaki ikircil tutumunun çıkar yol olmadığı ortada.
Bize taziye, teröriste silah gönderenler hatalarını er veya geç anlayacak. Kendileri de besledikleri canavarın kurbanı olmaya başladıklarında belki çok geç olacak. Ancak benim dikkat çekmek istediğim şu:
Terörizm, yeni sürümünü üretti... Coğrafyadan bağını koparmış yapısıyla terörist artık kampta değil, gezegenin herhangi bir yerinde, evde eğitiliyor. Yüzünü görmediğini örgüt üyesi yapıyor, sanal medya üzerinden yönlendiriyor.
Mekânsız terörist, bu sayede kime hizmet ettiğini dahi bilmeden eylem yapabiliyor, öldürebiliyor, ölebiliyor. Bu yeni sürüm terörizmin yoğun kullandığı sosyal medyanın, daha dikkatli ve bilinçli takip edilmesi ihtiyacını doğuruyor.
Bugün herkes, cebindeki akıllı cihazlarla dünya çapında yayıncı ama erişim kitlesi ortalama 150 takipçiyle sınırlı durumda. Büyük ihtimalle her birimizin kişiler listesinde sanal canlı bomba vardır ve bizi izlediği gibi yönlendirme, tahrik gücüne de sahiptir.
Terör madem mekândan bağımsız herkesi tehdit eder hale geldi ise terörizmle mücadele yalnızca güvenlik güçlerinin işi olmaktan çıkıyor, potansiyel kurbanlar arasında olduğumuzdan ötürü, bizleri de bu mücadelenin parçası haline getiriyor.
Bilgi yoğun mücadele dediğim, terör örgütlerinin zaten amacı olan yıldırma ve kendi eko sistemine dâhil etme sürecine, daha fazla bilinç ve daha nitelikli bilgi ile bizler de katılmak zorundayız.
Mücadelede başlangıç noktamız, teröre doğrudan destek verenleri bildirmek, dolaylı destekleyenleri ikaz etmek, gafilleri uyandırmak, hainleri de cezalandırmaktır. Unutmayın, terör şeytanın ölümcül dilidir ve ölüm sağlığa zararlıdır. Birey sağlığına da toplum sağlığına da...