Elimde Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) araştırması var. Hizmet sektöründe çalışan kadınların yaşadığı sorunlar ve yükselmelerinin önündeki engeller sıralanıyor ve bir cam tavandan söz ediliyor.
Raporun bulguları, kadına yönetim kademelerinde daha az yer verilmesinin ana nedeni olarak, erkeğin dile getirilmeyen, görülmeyen engeller olduğunu gösteriyor. Çalışma hayatında kadına "pozitif ayrımcılık" yapıldığı söylense de aslında yükselmeye çalışan kadının, cam tavanla sınırlandığı tezi savunuluyor.
Sahi, nedir şu cam tavan? KADEM'in dar tanımıyla, yönetim kadrolarında erkek egemen toplumun "görünmez" bariyerleri... Kadına "çalış" demek kolay ancak bu fikri hayata geçirecek süreçler tanımlanmadıkça "cam tavan" örülmüş oluyor. Misal doğumun kariyeri bölmesi, çocuk yetiştirmede kadının hayati rolü, kreşsizlik, esnek çalışmaya dair hoşgörüsüzlük vs.
Hükümetin son reform paketinde kadına yönelik getirilen tedbirlerin çoğu da zaten bu görünmez engelleri bertaraf etmeye yönelik. Fakat gerek kamuda gerek özel sektörde kadının tepesindeki cam tavanları kırma yolunda gayretsizlik, iştahsızlık söz konusu...
Meraklısı için cam tavanın tanımını yapalım: "Kadınların belirli noktalara gelmesini engelleyen, yasal olmayan fakat varlığı da ispat edilemeyen sanal engeller."
Ancak ben cam tavanın kadınlarla sınırlı olmadığını düşünüyorum. Bugün pek çok cam tavanı bizzat kendimiz için kendi zihinsel performansımızla inşa ediyoruz. "Bizden adam olmaz, yurdum insanı" gibi toplumsal aşağılık kompleksindekiler, cam tavan örücüleri gibi davranıyor.
KADEM'in araştırmasının detaylarını bu sayfalarda bulabilirsiniz. Benim önerim, kadınlar ve azınlıklar için örülenleri dâhil, herkesin ve her kesimin kendi cam tavan envanterini çıkarmasıdır. Göreceğimiz, çoğunun aslında çok kolay kırılabileceği olacaktır.