Farkında mısınız bilmem ekmeğin niceliğini tartışmaktan öteye geçemediğimiz için nitelikli ekmek yiyemiyoruz. Görünen o ki anlayış değişmezse, yakın gelecekte yiyeceğimiz yok. Sebep akılsızlık...
Önce nicelik odaklı tartışmaya bakalım: 75 kuruştan 1.5 liraya dek uzanan fiyat aralığı söz konusu... Bakan Çelik maliyetin 61 kuruş olmasına dikkat çekiyor, misal; "1 lira olsun" diyenlere, "afaki rakam" diyor. Fırıncılar da maliyet üzerinden yola çıkarak olabildiğince yüksek fiyat talebinde...
Meslek hayatımda 40 yılı geride bıraktım. Söz konusu ekmek ise tartışma, genelde gramaj ve fiyat gibi nicelik üzerindeydi. Gerçi bir ara içinden çıkan utanç verici çer çöp yüzünden sıhhi boyutunu da tartıştık fakat şükür ki hijyenik üretimde bir yerlere gelebildik. Burada belediyelerin ve bakanlığın katkısı fazla...
Benim dikkat çekmek istediğim, yediğimiz ekmeğin tadına, lezzetine, kalitesine, kısaca niteliğine dair tartışmayı henüz gündeme getirmeyişimizdir. Köyde yediğim ekmeği fırından alamamaktır derdim... Güzel ekmeği olan ülkelerde "biz neden bunları yapamıyoruz?" hayıflanmasında oldum hep.
Ortalıkta neredeyse ekmek sayısı kadar fırın varsa, niteliği de dert etmiyorsanız, rekabetin "fiyat" odağına saplanması kaçınılmazdır. Havanda su dövmek yerine, işin temeline eğilsek, niteliği ana tartışma konusu yapsak, nasıl olur? Buğdaydan mayaya, lezzetten sağlığa dek unsurları irdelesek?
Ölçek ekonomi oluşturmadan, fırın enflasyonuna dur deyip ölçek ekonominin dinamiklerini çalıştırsak, tartışmayı ramazan pidesinin fiyatı ne olacak komikliğinden kurtarsak... Bakanlığın fiyatın ötesine geçip nitelik sorununu da gündeme getirmesiyle güzel ekmek yiyebileceğim yılları bekliyorum.