Serengeti savanında doğal hayatın işleyişine dair bir söz vardır: "Yemeğin senden hızlı koşuyorsa, başın belada demektir."
ABD ve diğer güçler bizden daha hızlı koalisyon kurup Güneyimizi Türkmen ve Araplardan arındırırken bizim koalisyonumuz henüz "parti turları" düzeyine gelebildi.
Bölgede istikrar unsuru Türkiye'nin hükümetsizlik zaafından yararlananlar bizden hızlı koşuyorsa, sahiden başımız belada...
Sandık sonuçları üzerinden koalisyon aritmetiğine dair temel bilgileri hatırlatmakta fayda var. Önce rakamlar; Ak Parti %40.9 ile 258, CHP %25.0 ile 132, MHP %16.3 ile 80 ve HDP %13.1 ile 80 milletvekili sahibi... Bu tablodan nasıl bir koalisyon çıkar?
Aslında 4 işlemin mantığı, Ak Parti'nin her seçenekte yer aldığı koalisyondur. Fakat siyasetin doğası gereği 4 işlemi de aşan türev hesaplar, her seçeneğin masada olabileceğine işaret eder. Benim burada bahsedeceğim, koalisyon arayışındaki niyete dairdir.
Aritmetikte, iki ya da daha fazla doğal sayının ortak katlarının en küçüğüne bu sayıların en küçük ortak katı, kısaca EKOK'u denir.
Aritmetikte iki ya da daha fazla doğal sayının ortak bölenlerinin en büyüğüne bu sayıların en büyük ortak böleni, kısaca EBOB'u denir.
Kısaca 2 ya da daha fazla doğal sayı ile ne yapmak istediğiniz, işlem sonucuna hizmet eder. Şayet ortak kat arıyorsanız, benzerlikleri öne çıkarırsınız. Ancak amacınız ortak bölen aramak ise farklılıklar belirginleşir.
En küçük dahi olsa ortak kat belli aslında: Daha güçlü Türkiye, ateş çemberi içindeki ülkenin hükümet ihtiyacı, düşük büyüme tehdidindeki kırılgan ekonomi ve bekleyen yapısal reformlar...
En büyük dahi olsa ortak bölenler de belli: O varsa ben yokum, şu olursa ben olmam, bunu vermezsen gelmem, seçim öncesi söylediklerimle kendimi bağlarım, hesap sorulmazsa ortaklık kurmam...
Neyi konuşursanız onu büyütürsünüz. Bu yüzden müzakere sürecinde partilerin masaya otururken kullanacağı dilin ve EKOK mu EBOB mu peşinde olacağının önemi çok büyük.
Uzlaşma "ben buradayım, sen yanıma gel" değildir. Uzlaşma "benim şartlarımı kabul edersen uzlaşırım" inatlaşması da değildir. Hele ki uzlaşma, zoraki evliliklerin imza töreninde çiftlerin bir diğerine imzalattığı "boşanma sözleşmesi" asla değildir.
Seçmen hiçbir partiye tek başına iktidar olma şansı vermemiştir. Bu, AK Parti kadar muhalefet partileri için de geçerlidir.
Olası hükümette pazarlık gücünü artırmak ve koalisyondan maksimum faydayı sağlamak için abartılmış söylemlerin de bırakılacağı döneme girdik.
Müzakere becerisi, diyalogdan geçer. 2 monoloğu "medya üzerinden" topladığınızda 1 diyalog etmediği gibi EBOB'ları abartır, EKOK'ları ıskalarsınız.
Başladığım gibi bitireyim: Türkiye'ye karşı olanların koalisyonları, Türkiye'nin lehine olanların koalisyonundan hızlı koşuyorsa, başımız belada demektir.