Maliye Bakanı Mehmet Şimşek; "Türkiye'nin geçen yılki %3'lük büyümesini küçümsememek lazım diyor ve ekliyor; "Biz ılımlı büyümeye rağmen geçen yıl 1 milyon 400 bin insanımıza iş bulduk."
Küçümsediğimiz yok ama yetmez... Türkiye'yi kurala uyan ülkeler sınıfından çıkarıp kural koyanlar ligine çıkaran, %3 civarı büyümeler değil, %5 ve yukarısı büyümeyi başarması ve bunu yıllarca sürdürebilmesi oldu.
Küresel krizde pozitif ayrışan Türkiye, 2011'de %8,8 ile dünyanın en hızlı büyüyen üçüncü ülkesi olunca içeriden bazılarımızı panik aldı. Hükümet içinden birilerinin de sözcülüğüne soyunduğu koronun şarkısı; "temkin" oldu.
Nedir bu temkin diye sorduğumuzda cevap; "nitelikli büyüme" olarak gelmişti.
Peki, nasıl olacaktı? Efendim bu kadar gaza basmak olmaz, frene basalım dendi.
Zaten o kadar da hız kesmesek olurdu. Misal 5'inci vitesten 4'e insek yeterdi.
Ama öyle olmadı. Merkez Bankası'nın ayağı daima frendeki başkanlarının da gayretiyle(!) neredeyse rölantiye düştük ve büyüme hızımızı %2,2'lere kadar indirdik.
Gezi gerginliği, 17 ve 25 Aralık operasyonları, Merkez'in 5,5 şiddetindeki faiz ihanetiyle %3'lerde kaldık zaten.
Şimdi çıkıp "%3'ü küçümseme" demek, ülkeyi düşük büyümeye mahkûm etmektir ve bu kabul edilemez. Petrol düşerken, Avrupa parasal genişleme sürecindeyken G20 ülkelerinin dönem başkanlığında Türkiye'ye "%3 neyimize yetmiyor" kabilinden tavsiyelerde bulunmak doğru bir yaklaşım değildir.
Başçı'nın son faiz oyunuyla kimlerin değirmenine su taşıdığı ortada iken 2023 hedefleri gereği yüksek büyüme sağlama zorundaki Türkiye'yi %3'lerde tutmak, hangi paralel evrenin zihin yapısıdır, bilinmez...