Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

'Eş Başkanların açıklamaları suç'

Anayasa suçu işleyen HDP eş başkanlarının bedelini ödemesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla başlayacak süreç, terörle mücadeledeki havayı olumlu etkileyecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Suudi Arabistan ziyaretinin ardından yurda dönüş yolunda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

GÜLEN'İN İADESİ:

Dosyalar art arda açılıyor. Interpol'le ilgili konular da gelişiyor. Akabinde yargı da oradan deport edilmesi veya Türkiye'ye iadesi gibi taleplerde bulunabilecek. Bu süreci orada izleyeceğiz. Tabii, Pensilvanya'da bu işin başında olan zattan ibaret değil hadise. Kaçanlar neredeyse 100'ü aştı. Onların yakalanmaları, ülkemize iadelerinin sağlanması da gerekecek.

ANAYASAL SUÇ VE BEDELİ:

(HDP'li) İki eş başkanın yaptığı açıklamalar anayasa suçudur. Parti kapatma düşünülmemeli, gündeme dahi gelmemeli. Ama suçu işleyen milletvekili, belediye başkanı veya başkaları olabilir. Bunlar bedelini ödemek durumunda. Dokunulmazlıklarının kaldırılması suretiyle başlayacak süreç, inanıyorum ki terörle mücadeledeki havayı olumlu etkileyecek. Ülkeyi bölmeye yönelik mesajları, devlet içinde devleti kabul etmemiz asla mümkün değil.

ALAN HAKİMİYETİ:


Terörle mücadelede mükemmel bir koordinasyon var. Askerimiz, polisimiz, geçici köy korucularımız çok iyi bir diyalog içinde. Arazi koşullarını ele aldığımız zaman, sıradan bir mücadele değil. Mesela Sur, manevra kabiliyetinizin çok rahat olduğu bir yer değil. Dar sokaklar var ve terör örgütü mensupları belli yerlere gizlenmiş. Ama alan hakimiyeti güvenlik güçlerimizde.

HDP'YE ÖZ YÖNETİM SORUŞTURMASI!

KANDİL'İ TEMİZLEYİN:

Irak Başbakanı İbadi, Sayın Davutoğlu'na "Buradan askerinizi çekin" demiş. Ahmet Bey de gereken cevabı vermiş. "Siz önce oradan DAEŞ'i temizleyin" demiş. Onun da ötesine geçmek lazım. Siz Kandil'i terörden temizlediniz mi? Kandil'de PKK duruyor. Maliki ile görüşmelerimde "Ne zaman burayı temizleyeceksiniz" diye sorduğumda "Bizim ona gücümüz yetmiyor" demiştir.

BAŞİKA'DA SON DURUM:

Biz, Başika'ya davet alarak gittik. Orada 650-700 eğitimci asker var. Bunu onlar da biliyor. Ama bazı kesimler işi farklı yerlere çekmek suretiyle yeni bir oluşum meydana getirme gayreti içinde.

FIRAT'IN BATISI:

YPG'nin Fırat'ın batısına geçme durumu olduğuna dair bilgi almış değilim. "Böyle bir şey varsa gereği yapılır" diye aramızda konuştuk. Bizim ilk etapta Cerablus hedefimiz vardı. DAEŞ'ten orayı temizlemek. Azez olayı bizim için risk. Oraya YPG'nin gelmesini izlemek kabul edilir değil. Güneyimizde, bir Kürt bandı oluşur ki buna "Evet" demek mümkün değil. ABD, Teşrin Barajı'nı DAEŞ'ten korumak için adım attığını söyledi. YPG'yi kara gücü olarak kullandığını mı anlatmak istiyor, bilemiyorum. Ama biz Mare-Hercele hattındaki işbirliğimiz neyse, oralarda da aynı işbirliğinin yapılabileceğini söyledik.

STRATEJİK İŞBİRLİĞİ:

Suudi Arabistan ziyaretinde en önemli gelişme, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin kurulmasına karar verilmesi oldu. Bu mekanizmanın, Suudi Arabistan ve Türkiye'ye askeri, siyasi, enerji, ticari, kültürel alanlarda kazan-kazan esasına göre iki ülkeye çok şeyler kazandıracağına inanıyorum. Suudi Arabistan'dan petrol noktasında ciddi işbirliğine gidebiliriz.

İSLAM İTTİFAKI:

İslam İttifakı, esasen terörle mücadeleyi hedefliyor. Bunun güvenlik, istihbarat, askeri, dini kavramların istismarının engellenmesi, İslamofobiye karşı dayanışma içinde olma boyutu var. İttifak şu an 37 ülkeyi kapsıyor. İslam İşbirliği Teşkilatı'nda Sünni de Şii de var. Bazı ülkelerdeki mezhepçi yaklaşımlar ortaya çıktı. Bu tür yaklaşımların ne tür sıkıntılara yol açtığı Irak'ta, Suriye'de, İran'da görülebiliyor.

YENİ ŞARTLAR:

İsrail'le normalleşmede şartlarımız belli: "Özür, tazminat ve ambargonun kaldırılması." Şu anda Gazze'de enerji sıkıntısı var. Buraya enerji takviyesi için bir gemiyi limana yanaştırmalıyız. Su sıkıntısını gidermemiz lazım. Ambargo noktasında, "Türkiye üzerinden mallar, inşaat malzemeleri girebilir" dediler. Yazılı metni göreceğiz ki bu iş sağa sola sapmasın. Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerin son bulması da önemli. İsrail, bölgede Türkiye gibi bir ülkeye muhtaç. Bizim de İsrail'e ihtiyacımızın olduğunu kabul etmeliyiz.. Bu bölgenin gerçeği.

DİPLOMATİK HATA:

Biz kimseye zulmetmedik. Kaybettiğimize inanmıyorum. Bir yerden kapı kapanır, bir başka yerden kapı açılır. Bizim girişimcilerimiz çok farklı insanlar. Dünyanın farklı yerlerine dalar, oradan birçok işler çıkarır önümüz açılır. Türkiye ile Rusya arasındaki güzel ilişkileri bozacak adımlar atılması Rusya için diplomatik hata.

İRAN'A ELEŞTİRİ:

İran, nükleer enerjisi meselesinde dünyada yalnız kaldığında bizim neler yaptığımızı herkes biliyor. Ama sonra İran, nükleer ile ilgili Batı ile masaya oturdu, belli bir noktaya geldi. Şu anda İran'ın; Irak'taki, Suriye'deki, Yemen'deki mezhepçi yaklaşımlarını doğru bulmuyoruz. İranlılara hep şunu söylemişimdir: "Ne Sünni ne de Şii. İslami, İslami. Olaya böyle bakmak lazım." Biz mezhepçi yaklaşım içinde olmadık.

'ABD İLE HİÇBİR ZAMAN KOPUŞ YAŞAMADIK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye ABD ilişkileriyle ilgili sorulara ise şöyle yanıt verdi: "ABD ile zaman zaman olaylara bakışta farklılıklarımız olmuştur. Ama hiçbir zaman birbirimize zıt bir kopuş yaşamadık. Sayın Obama beni, ben kendisini ararım. 24 saat geçmeden birbirimize ulaşırız. Aramızda güvenli hattımız var. 31 Mart gibi Nükleer Güvenlik Zirvesi için ABD'ye gideceğim. Obama müsait olursa o vesileyle Maryland'deki külliyemizi beraber açabiliriz. Kendisine daha önce teklifimizi yaptım. Gelmezse biz o seyahat vesilesi ile gidip külliyemizi açacağız. Tarihe bırakacağımız en büyük mirasımız olacaktır. Donald Trump'ın kendi partisi içinde öne geçmesi kazanacağı anlamına gelmez. Biz şuna inanırız. ABD'de ister Demokrat olsun ister Cumhuriyetçi olsun kim iktidar olursa olsun, biz onların hepsi ile bugüne kadar uyum içinde olduk. Bush geldi Bush'la uyum içinde olduk. Gönül istiyor ki biz ABD ile niye buralarda kalalım, daha ileri aşamalara birlikte gidebilelim."

'PARLAMENTER DEMOKRASİ PEK TUTMADI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni anayasa, başkanlık sistemi ve iç tüzük konularında ise şunları söyledi:
Yeni anayasanın toplumsal mutabakata dayalı olması bu işin en önemli başlığı. Toplumsal mutabakata dayalı olması, partilerin buraya katacakları güçle mümkün. Eğer bu sağlanıyorsa, toplumun büyük bir kısmının "Ben anayasamı yaptım" diyeceği bir zemin oluşacak, darbe mantığının ortaya çıkardığı anayasa devri kapanacak.
Parlamenter, güçlendirilmiş parlamenter demokrasi bizim ülkede pek tutmadı. Kendimizi zorlamaya gerek yok. Gelişmiş ülkeler hangi sistemle yönetiliyor? Burada başkanlık, yarı başkanlık, partili cumhurbaşkanlığı sistemini görüyoruz. Eğer bu başarılırsa, Türkiye çok daha iyi bir noktaya gelir. Bu sistemlerde denetim mekanizmalarının olmadığı ya da çalışmayacağı yönündeki iddiaların hepsi yalan. Tam aksine denetim mekanizması çok daha güçlü. Bu, halktan kaçırılacak bir adım değil. Halkın tam içinde olacağı bir adım.
TBMM İç Tüzüğü parlamento çalışmalarını kilitleyen bir sistem. Muhalefete hakkı olmayanı hak olarak veren bir iç tüzük. İç tüzük ele alınır, çıkarılırsa, yasama organımız çok daha seri çalışacaktır. Bir günü sadece önergelerle geçir, akşam neredeyse Meclis kapanacak, bir maddeye gir ve uzat. Böyle şey olmaz. Bunlar gayri ciddi şeyler. Bakıyorsunuz (HDP'li) Meclis başkanvekili oturum yönetiyor, biri kalkıp Cizre'deki sokağa çıkma yasağını Başbakan'a soruyor. Başkanvekili oturumu kapatıp Başbakanla irtibat kurup bilgi alıyor, sonra Meclis'e cevap veriyor. Başkanvekilinin böyle bir görevi yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA