Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

"Toplumsal yarılma" teorisi Çözüme katkı verir mi?

Keşke, bayram günü "gündemi erteleme fırsatı" olsa... Ama Ankara öyle bir halde ki "Bedeniniz bir yerde, beyniniz başka yerde..." İster istemez "siyasetin yakıcılığı" sarıyor satırları. Pek çok kişinin bayram dolayısıyla mola verdiği işlerin kaderi, Ankara'nın "hiç aklımdan çıkmıyor ki" dediği konuların berraklaşmasına bağlı. Koalisyon pazarlıkları da bunun güncel örneği... Şimdilik tek hat üzerinde yürüyen ancak "acil çıkış yolu" da bulunan bir süreç söz konusu. AK Parti ile CHP'nin bayram sonrası hız kazanacak temas trafiğinin seyri, MHP ile yeniden masaya oturulup oturulmayacağını da belirleyecek.

***

MHP lideri Devlet Bahçeli, bayram namazı sonrası yaptığı açıklamada, 7 Haziran gecesindeki sözlerini tekrarladı. "Ana muhalefet görevi veya erken seçim" olarak özetlenebilecek o tavrın içinde pek çok faktör ve karmaşık hesap da gizli. Görünen yüzünde ise Devlet Bey'in, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yaptığı ilk tur koalisyon görüşmesindeki bir mesajı var. Sn Bahçeli, Türkiye'de ciddi "kutuplaşma" olduğu iddiasında. Onun terminolojisi ile "toplumsal yarılma" söz konusu. Böylesine mühim bir tabloyu MHP'li koalisyonun düzeltmesi ise mümkün değil. Farklı toplum kesimleri arasında uzlaşma tesis etmek üzere AK Parti'nin CHP ile koalisyon yapması daha doğru! Devlet Bey'in, Çözüm Süreci'ne ilişkin keskin görüşleri ve sert karşı çıkışları da mevcut.
***

Sn Bahçeli'nin tezlerinde haklılık payı olabilir. Buna karşın izaha muhtaç üç husus taşıdığı da açık gerçek:
1- Devlet Bey, muhafazakar-demokrat kimlikli, milliyetçi duyarlılığa da hitap eden AK Parti'yi, CHP ile koalisyona teşvik etmenin, hatta HDP ile işbirliğine zorlamanın makul gerekçesini tabana izah etmekte güçlük çekebilir.
2- Eğer, savunduğu ölçüde toplumsal yarılma yaşanıyorsa düz mantıkla değerlendirildiğinde CHP ile HDP'nin kurabileceği koalisyona MHP'nin de girmesi veya dışarıdan desteklemesi gibi bir sonuçla da karşı karşıya kalınabilir. O mantık çizgisinde yürünürse, bu tarz bir koalisyonun Türk-Kürt, Sünni-Alevi ayrışmasını gidermesi, Milliyetçi-Ulusalcı yorumunu ortak paydada buluşturması da beklenebilir. Oysa doku farklılığı belirgin yapılar arası zoraki birliktelikler kan uyuşmazlığı riski ile sakatlanabilir.
3- Çözüm Süreci'ne gelince... Sürecin, bugüne kadar geldiği şekli ve yöntemi ile devamı zaten olası görünmüyor. Bundan sonra, silahların ebediyen gömülmesinden, silahlı unsurların Türkiye dışına çıkmasından ve demokratik entegrasyonun tesisinden bahsedilebilir. Kaldı ki bu üç şart MHP için de geçerli. Sadece bölünme kaygılarına endekslenen, bölüneceği anlatılan coğrafyada siyaseten temsil elde edemeyen MHP'nin, ülke yönetimini üstlenmeye hazır olduğu da savunulamaz. Sistemde sadece "stoper" rolü ile konuşlanan MHP, yeni ve büyük bir siyasi merkez inşasında aktör haline de gelemez.
Netice olarak...
Sn Bahçeli'nin kendi içinde tutarlı, baştan beri sıkı sıkıya sarıldığı ilke ve söylemleri ile en fazla bir seçim daha mevzi kazanması öngörülebilir. Sonrası... Ya kademeli erimeyi ya da sanılanın aksine performansla büyüyerek siyasi merkeze oturmasını getirebilir. Lakin... Merkezi oluşturan hiçbir parti, eski söylemleri ile merkezde kalamaz. Ya değişim yaşar ya da küçülme...
Evet... Bayram sonrası AK Parti ile CHP kapsamlı görüşmeler yapacak. MHP'li seçenek ise "demlenmeye bırakılacak!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA