Koalisyon görüşmeleri için takvimin giderek netleştiği günlerdeyiz. Başkentte gündem, hükümet seçenekleri üzerindeki iç müzakereler kadar 7 Haziran'ın sağlamasını yapacak erken seçim seçeneği etrafında da şekilleniyor.
Cumhurbaşkanı'nın, yeni hükümetin kurulması için davet yapacağı tarih, doğrudan TBMM Başkanı'nın seçimine, hatta Başkanlık Divanı'nın oluşumuna endeksli. Başkanlık seçiminin ilk iki turu 30 Haziran, ihtiyaç olursa 3'üncü ve 4'üncü turu 1 Temmuz'da gerçekleşecek. Başlangıç tarihi olarak TBMM Başkanı'nın seçimi esas alınırsa Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçimden birinci çıkan partinin genel başkanı sıfatıyla önümüzdeki hafta hükümet kurma çalışmalarına başlayabilir. Yok, Başkanlık Divanı için partilerin isim bildirmesi ve Divan'ın teşekkülü beklenirse Davutoğlu'nun yeni hükümeti kurma görevini üstlenmesi temmuzun ikinci haftasına sarkabilir. Ki bu güçlü olasılık.

***
Davutoğlu'nun resmen görevlendirilmesi ile anayasa gereği hükümetin kurulmasına ayrılan 45 günlük süre de işleyecek. Peki, "Davutoğlu kaç günü kullanacak?" 45 günün kullanımına ilişkin bağlayıcı kural mevcut değil. Kriter, siyasi nezaket ve koalisyon buluşmasını sağlayacak somut gerçeklikle sınırlı. Şimdilik görünen, Davutoğlu'nun 1 aya yakın süreyi değerlendireceği, ikinci partiye (CHP) de 15 günlük süre kalabileceği yönünde.
***
TBMM Başkanı'nın kim olacağı da Ankara'daki bir diğer merak konusu. Meclis Başkanlığı'nda şayet uzlaşma tesis edilirse, bunun koalisyon bileşimi için öncü gösterge olacağı da genel kabul görüyor.
Muhalefet partilerinin adayları artık belli. Deniz Baykal- CHP, Ekmeleddin İhsanoğlu- MHP, Dengir Fırat- HDP. AK Parti ise "kapalı zarfla" isim önerilerini almayı sürdürüyor. Meclis Başkanı'nın, en çok oyu alan iki adayın yarışacağı son tura kalması yüksek ihtimal. CHP'nin Meclis Başkanı adayı Deniz Baykal, AK Parti'den de destek alabileceği izlenimi veriyor. Lakin bu adaylığın CHP içinde kerhen geliştiği de göz ardı edilmemeli. Baykal kazanırsa 16 yıl aradan (Hikmet Çetin'den) sonra CHP, yeniden TBMM Başkanlığı koltuğunu alacak. Baykal kazanamazsa, Kemal Kılıçdaroğlu eski genel başkana jest yapmış ama parti içinde Baykal'ın yeniden hareketlenme kabiliyetini tümüyle kısıtlamış olacak.
Tabii TBMM Başkanı'nın, halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı'na gerektiğinde vekalet edeceği, partiler arası anlaşmazlıkların çözümünde kilit rol oynayacağı da ihmal edilmemeli.
***
Ve son husus... "Erken seçim." TBMM'deki yemin töreni sırasında sohbet ettiğimiz meydanların yıpratıcı rekabetinden sıyrılarak Meclis'e gelen vekillerin yüzünde hemen sahalara dönme arzusu okunmuyor. Başbakan Davutoğlu dün grup grup milletvekilleri ile istişare etti. Genel eğilim, samimi olarak bir koalisyonun denenmesinden yana. Erken seçimi telaffuz edenler bile "sürdürülebilir koalisyon formülleri hayata geçmezse" diye şartlı konuştular. "Hangi hükümet bileşimi ön plana çıktı?" sorusunun yanıtı ise ilginç: "Yüzde 50 CHP, yüzde 50 MHP!"