Öyle anlaşılıyor ki "belirsizlik ortadan kalksın" düşüncesi ile hükümet kurma çalışmaları önümüzdeki hafta başlayacak. Yüksek Seçim Kurulu, 18 Haziran'da kesin sonuçları ilan etti. TBMM İç Tüzüğü gereği, YSK açıklamasını izleyen 5. gün, (23 Haziran Salı) TBMM Genel Kurulu ayrıca çağrıya gerek kalmaksızın yemin töreni için toplanacak. İlk olarak Geçici Başkanlık Divanı oluşturulacak. Bu noktadan sonra, hükümet kurma zamanlaması açısından uygulamada iki örnek söz konusu.
Geçici Başkan'ın (en yaşlı üye sıfatıyla Deniz Baykal) iş başı yapması ile Cumhurbaşkanı, teamüller gereği seçimden birinci çıkan partinin genel başkanını (Başbakan Ahmet Davutoğlu) yeni hükümeti kurması için görevlendirebilir. Veya TBMM Başkanı'nın seçilmesine yani temmuz ayının başına kadar bekleyebilir.
Ankara'daki genel kanı, Başbakan Davutoğlu'nun, koalisyon görüşmeleri için 24 Haziran'dan itibaren temaslara başlayacağı yönünde.
***
Başbakan Davutoğlu yine teamüller gereği önce ana muhalefet partisi CHP'yi ziyaret ederek hükümet ortaklığı için nabız yoklayacak.
Peki, CHP'deki hava nasıl? Dışarıya verilen mesajlarla içeride şekillenen iradeyi birlikte okumak gerekiyor.
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, yüzde 60'lık bloktan hükümet çıkabileceğine dair beyanları, CHP-MHP koalisyonunda
Devlet Bahçeli'ye Başbakanlığı bırakabileceğine yönelik vaatleri, seçim beyannamesinden özetlediği 14 maddelik müzakere belgesi, AK Parti ile birliktelik ihtimalini zayıflatıyor. Buna karşın, Cumhurbaşkanı'nı anayasal sınırlar içinde muhafaza eden ve tartışmaya açmayan, Çözüm Süreci'ne demokratikleşme perspektifi kazandırmaya aday, dış politikada manevra alanı oluşturmaya hazır bir CHP tablosu ise "
stratejik aklın" ağır basabileceğine işaret ediyor.
CHP'nin, "
dönüşümlü başbakanlık" önerisi ile "
bir dönem Başbakanlık bizde olsun" ısrarı koalisyon pazarlıklarının önündeki en büyük engel olarak duruyor.
***
MHP'li koalisyon seçeneğine gelince... AK Parti iç dinamikleri, MHP ile doku uyumunun daha rahat tesis edilebileceğini gösteriyor. MHP lideri Bahçeli'nin partisindeki mutlak hâkimiyeti de "
hükümet çatlağı riskini" en aza indiriyor. Gelgelelim, MHP ile "
Çözüm Süreci"nin nasıl yürüyeceği büyük problem. Sürecin, "
Demokratik restorasyon" başlığı altına çekilerek yönetilmesi bile çok güç.
Öte yandan "
Başbakan Yardımcılığı, Dışişleri, İçişleri, Kalkınma, Aile, Orman Su İşleri, Sanayi bakanlıklarına" varıncaya kadar bazı detayların kapalı kapılar ardında konuşulduğu da kulislerde anlatılıyor.
Ancak, MHP ile koalisyonu "
çantada keklik" gibi görmemek lazım.
Tabanın ve parti yönetiminin istekliliğine karşın Bahçeli, muhalefette kalmayı veya yeniden seçime gitmeyi göze almış durumda. Bahçeli, neyin olmayacağı görüldükten sonra "
şartlarını dikte ettirme" yani son tur görüşmeleri bekleme eğiliminde.
Netice olarak... Tüm partiler 7 Haziran öncesi ajandalarında ayıklama ve seçmenlerini ikna edecek altyapıyı kurma çabasında...