Kısa süre önce, ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass ile kapsamlı bir röportaj yapmıştım. Yeni Büyükelçi'nin, Washington'dan kodlanan güncel mesajları, Türk dış politikasının kilit başlıklarına ilişkin kritik değerlendirmeler içeriyordu.
Sonra... ABD Başkanı Barack Obama'nın, 21 Ocak'ta Kongre'de yaptığı "Birliğin Durumu" konuşmasını okuma fırsatı buldum.
Başkan'ın, ABD'nin içişlerini ilgilendiren yorumları; Beyaz Saray'daki karar alma güçlüklerini ve ABD toplumunu tehdit eden faktörleri göstermesi yönüyle ilginçti. Ama Türkiye'yi de ilgilendiren konulardaki diplomatik yaklaşımı çok daha dikkat çekiciydi.
***
1- Obama, Irak ve Suriye'de, DEAŞ'ın ilerleyişinin durduğunu savunuyor ve Esad rejimine yönelik operasyon seçeneğini ajandasının en alt sıralarına koyuyor.
"
Ortadoğu'da yeni bir kara savaşına sürüklenmek yerine, bu terörist grubun zayıflatılması ve yok edilmesi için geniş bir koalisyona öncülük ediyoruz" ifadesi, Türkiye'nin beklentisinin aksine, Şam'daki ekibin tasfiyesinin öncelik olmadığına işaret ediyor.
2- Başkan'ın, "
Suriye'de ılımlı bir muhalefeti destekliyoruz. Şiddet yanlısı aşırıcılığın iflas etmiş ideolojisine karşı duran her yerdeki insanlara yardımcı oluyoruz" sözü ise terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD'nin de alanda ABD'nin himayesinde kalacağı izlenimini veriyor.
***
3- Obama, "
Rusya'nın saldırganlığına karşı çıkarak, Ukrayna'nın demokrasisini destekleyerek, NATO müttefiklerine güvence vererek, daha büyük ülkelerin küçüklere kabadayılık taslayamayacağını savunduklarını" belirterek, Rusya krizinin derinleşeceğini örtülü olarak teyit ediyor. Bu durum, Türkiye'nin, enerji projeleri ve turizm başta olmak üzere Rusya ile ilişkilerini hassas noktada sürdüreceği anlamına geliyor.
4- Başkan, 10 yıldır ilk kez İran'ın nükleer programının ilerlemesini durdurduklarını ve nükleer materyal stokunu azalttıklarını savunarak, "
İran'la müzakerelerdeki gelişmeyi tersine çevirecek herhangi bir yaptırım tasarısını veto edeceğim" diyor. Bu duruş, İran kaynaklı bölgesel askeri tansiyonu düşürmeye aday olduğu kadar, ekonomik ambargo ve ablukada iyileşme beklentisini artırıyor. Her iki ihtimal de Türkiye'nin tezleri ile örtüşüyor.
***
5- Obama, Pakistan'daki bir okuldan Paris caddelerine kadar dünya genelinde teröristlerin hedefindeki insanların yanında yer aldıklarını hatırlatıyor ve "
Bize ve müttefiklerimize tehdit oluşturan teröristleri yok etmek için yılmadan yaptığımız gibi, tek taraflı eyleme geçme hakkımızı saklı tutuyoruz" hatırlatmasında bulunuyor. Bu pozisyon, terörle mücadelede açık, samimi ve küresel işbirliği isteyen Türkiye'ye yeni sorumluluklar yüklüyor.
6- Ve son nokta...
İslamofobi... Başkan, konuşmasının bir yerinde Yahudi karşıtlığına karşı durduklarını vurguladıktan sonra, "
Çoğunluğu bizim gibi barışa bağlı Müslümanların, incitici şekilde tek tipleştirilmesini reddetmeye devam edeceğiz" diyerek, Türkiye ve İslam âlemi için iyi değerlendirilmesi gereken kararlılığı ifade ediyor.