Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RASİM OZAN KÜTAHYALI

10 sene sonra en güçlü 10 ülkeden biri

Dün de ifade ettiğim gibi 15 sene önce tam bugünlerde bu ülkenin hali tam anlamıyla haraptı. Şubat 2001 krizi sırasında basit bir IMF memurunun bile eline bakan zavallı bir ülkeydik. IMF memuru Cotarelli diye dandik bir adamın Türkiye'ye gelişi bile büyük olay oluyordu. Elde yok avuçta yoktu. Parasızlık yüzünden gecelik faizler psikopat rakamlara ulaşmıştı. O rezil günleri atlatıp 200 milyar dolarlardan 800 milyar dolarlara geldik. Şimdi de elbirliğiyle 2 trilyon dolar seviyelerine ulaşabilmiş bir ülke yaratmak zorundayız. Yoksa bu coğrafyada dimdik ayakta kalamayız...

***

10 sene sonrasının Türkiye'sinde kişi başı milli gelir 25 bin dolar, ihracat ise 500 milyar dolar olabilmeli. Bu hedefleri yakalayabilirsek 10 sene sonra en güçlü 10 ülkeden biri olmamız kesindir. Bu rakamlara ulaşamadıkça büyük ve güçlü Türkiye idealimiz hayalden öteye gidemez ve uluslararası politika alanında da söz sahibi olamayız. Ancak hamaset yapabiliriz.
***

Bu büyük hedefler doğrultusunda Türkiye'nin önündeki en önemli meselelerden biri, belki de başlıcası enerji meselesidir. 10 sene sonrası için enerji alanındaki en büyük hedeflerimizden biri dışa bağımlılığı azaltmak olmalıdır. 10 sene sonra dünyanın en güçlü 10 ülkesinden biri olacak Büyük Türkiye hedefi için Türkiye'nin enerji koridoru ülke olması şarttır. 10 sene sonra petrol ve doğalgaz ithal etmeyen ya da ithalatı minimize etmiş bir Türkiye ancak Büyük Türkiye olabilir.
***

Türkiye'nin şu an kurulu enerji gücü 60-65 bin megawatt civarında. 10 sene sonra bu 120 bin megawatt'ı aşacak. Her şeyden önce Türkiye'nin enerji piyasası artık tamamen liberal bir yapıya kavuşturulmalı. Yatırımların ağırlığı özel sektöre kaydırılmalı. Enerjide dışa bağımlılığı bitirecek en önemli proje kuşkusuz Nükleer Santral projeleridir. Eğer 10 sene içinde evrensel standartlarda işletilen iki nükleer santrale kavuşabilirsek elektrik üretimi için doğalgaz ithalatını minimize edebiliriz...
***

Hele sebat edip üç nükleer santrali birden inşa edip aktif hale getirebilirsek elektrik üretimi için olan doğalgaz ithalatı külliyen biter. Ekonomideki en önemli meselemiz olan cari açık meselesi de büyük oranda hallolur. O sebeple nükleer santral meselesi çok çok önemli. Nükleer santrallere karşı çıkıp "Efendim cari açığımız büyük, çok ithalat var" diyenler ya sahtekâr ya da salaktır. Türkiye'nin bu köhnemiş zihniyetleri aşması lazım.
***

Peki ya petrol meselesi? Büyük Türkiye yolunda petrol meselesi de bir o kadar önemli. Türkiye petrol ve doğalgaz aramaları için son 10 yılda ortalama 5 milyar dolar kadar kaynak kullandı, bu konuda ilerlemeler kaydetti. Kendi petrolümüzü bulmak için sismik arama gemimiz inşa ediliyor. Yeni petrol kaynaklarını Türkiye bulmalıdır, bulmak zorundadır. Geçtiğimiz yıllarda Kuzey Denizi'nde 33'üncü kuyuda Norveç açıklarında petrol bulundu ve burası şu an Avrupa'nın en önemli kaynaklarından biri.
BP, Petrobras, Exxon Mobil ve Chevron gibi dünya petrol devleri Karadeniz'de sürekli aramalar yapıyor. Çünkü bu havzada ciddi bir potansiyel var. TPAO da işte bu verimli Karadeniz havzasında hem müstakil hem başka şirketlerle ortak aramalar yapıyor. Bunlar en nihayet netice verecektir. Konunun uluslararası uzmanları da bu görüşte. Söylediğimiz gibi Türkiye doğalgaz ve petrol ithal etmeyen bir enerji üssü olma hedefinden asla vazgeçmemeli. Bu hedef başarıldığı gün dünyanın en güçlü 10 ülkesinden biri olacağız ve o zaman gerçek anlamda dimdik ayakta duracağız...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA