İçinde bulunduğumuz coğrafya büyük bir kaos yaşıyor. Türkiye olarak biz de bu kaos fırtınasının içinden çıkmaya çalışıyoruz. 800 milyar dolarlık Türkiye Cumhuriyeti olarak uluslararası alanda da gücümüz sınırlı. Ne kadar dış politika analizi yaparsak boş. Gücümüzden ötesinde haliyle zorlanıyoruz ve tıkanıyoruz. Elbette 200 milyar dolarlardan bugünlere gelmemiz başarıdır ama yetmiyor. 15 sene önce tam bugünlerde bu ülkenin hali tam anlamıyla haraptı. Şubat 2001 krizi sırasında basit bir IMF memurunun bile eline bakan zavallı bir ülkeydik. IMF memuru Cotarelli diye dandik bir adamın Türkiye'ye gelişi bile büyük olay oluyordu. Elde yok avuçta yoktu. Parasızlık yüzünden gecelik faizler psikopat rakamlara ulaşmıştı. O rezil günleri atlatıp çok şükür 800 milyar dolarlara geldik. Şimdi de elbirliğiyle 2 trilyon dolar seviyelerine ulaşabilmiş bir ülke yaratmak zorundayız. Yoksa bu coğrafyada dimdik ayakta kalamayız...
10 sene sonrasının Türkiye'sinde kişi başı milli gelir 25 bin dolar, ihracat ise 500 milyar dolar olabilmeli. Bu hedefleri yakalayabilirsek dünyanın en güçlü 10 ülkesinden biri olmamız kesindir. Bu rakamlara ulaşamadıkça büyük ve güçlü Türkiye idealimiz hayalden öteye gidemez ve uluslararası politika alanında da söz sahibi olamayız. Ancak hamaset yapabiliriz. Trilyon dolarlar seviyesini yakalamak da yeni yatırımlarla olabilir. Yani -ÇED raporu da olumlu olan- Cerattepe gibi yatırımların artmasıyla Türkiye bu seviyelere ulaşabilir. Hasan Rahvalı'nın geçenlerde haklı olarak işaret ettiği gibi marjinal radikal grupların elinde olan meslek odalarının bu yatırımlara karşı çıkmasını anlıyorum. Fakat kendisi de bir işadamı olan Aydın Doğan'ı anlayamıyorum. Aydın Doğan'ın Hürriyet gazetesi yeni yatırımlar konusunda teşvik edici tavır alacağına bunlara karşı bir pozisyon alıyor. Türkiye'nin böyle yatırımları durdurulursa nasıl trilyon dolarlar seviyesine gelecek? Bu durumu anlamak mümkün değil. Yoksa Aydın Doğan bir anda ekolojist haline mi geldi?
İşin tuhafı Aydın Doğan'ın Hürriyet gazetesinin ekolojist bir geçmişi yok. Tam aksine modernleşmeci sanayileşmeci ve kapitalist bir gazete Hürriyet. Yeni yatırımlara karşı olan radikal sol -ekolojist gruplar aleyhine Hürriyet'in yüzlerce haberini gösterebilirim. Aydın Doğan ekolojist bir zihinsel dönüşüm yaşıyorsa oldu olacak Sedat Ergin'i tasfiye edip Hürriyet'in başına Ömer Madra'yı getirsin de tam olsun. Madra yönetiminde Hürriyet her bireyin yılda ikiden fazla uçağa binmesinin yasaklanmasını aksi durumun çevreye korkunç zararlar vereceğinin propagandasını da yapar böylece...
Hürriyet'in müstakbel genel yayın yönetmen adayı Ömer Madra senelerdir tutarlı biçimde radikal ekolojizmi Türkiye'de savunuyor. Elbette derin ekolojist ekolden bakarsanız her fabrika her maden ocağı her sanayileşme girişimi çevreyi tahrip eder çünkü tabiata müdahaledir. Bu perspektife göre endüstrileşme modernleşme ve kalkınmanın kendisi zaten tabiata tecavüzdür ve gayrimeşrudur. Kapitalist Aydın Doğan bu perspektifte olamayacağına göre acaba niye bu tür yayınları yapıyor? İnsan merak ediyor...