Geçen hafta Başbakan Ahmet Davutoğlu, Alevi açılımı konusunda daha önce benim de iki defa katıldığım çalıştayları toplamış Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başta olmak üzere kurmayları ile bir araya geldi. Toplantıda önümüzdeki günlerde hayata geçirilmesi planlanan Alevi vatandaşlara yönelik değişiklikler masaya yatırıldı. Uzun süreli bu çalışmalar sonrasında ortaya çıkan çözüm önerileri ele alındı. Bu konuda ne yapılabileceği, değişikliklerin nasıl hayata geçirilebileceği üzerinde duruldu.

***
Toplantıda, Alevilerin öncelikli çözülmesi gereken sıkıntıları "cemevlerinin statüsü", "devletin bu kesim için eşit kaynak aktarması" olarak sıralandı. Bu iki konuda hızlı bir çalışma yapılıp tekrar bir araya gelinmesi ve ortaya çıkan alternatiflerin arasında seçim yapılması görüşü benimsendi. Cemevlerinin statüsü konusunda masada olan formüllerden biri de "mabetibadet yeri" ayrımı oldu. Bu formüle göre "Her dinin tek bir mabedi vardır. Müslümanların mabedi camidir ancak farklı yerlerde ibadet edilebilir" görüşünden yola çıkılacak.
***
Buna göre camiler mabet olarak tanımlanırken Alevi vatandaşların ibadetini yaptığı cemevlerine "ibadet yeri" statüsü verilecek. Böylece hem cemevleri bir statüye kavuşurken, camilerin durumu da hiçbir şekilde tartışmaya açılmayacak. Cemevleri sanki camilerin alternatifi, Alevilik de başka bir dinmiş gibi algılanmayacak. Mabet ve ibadet yeri düzenlemesi İmar Yasası'nda yapılacak.
***
Düzenleme kapsamında cemevleri birkaç cümlelik düzenleme ile statüye kavuşacak. İmar planlarında buralar için yer ayrılması sağlanacak. Böylece Alevi vatandaşlar cemevlerine yer bulmakta sıkıntı çekmeyecek. Devletin, Diyanet'in hizmetlerinde olduğu gibi Alevilere de kaynak aktarması için bir sistem kurulacak. Cemevlerinin masraflarının karşılanması bu kapsamda ele alınacak. Cemevlerine bütçeden para aktarılmasına ilişkin bir sistem geliştirilecek.
***
Bütün bunlar çok güzel gelişmeler... Sürekli yazıyoruz ve ekranlardan da söylüyoruz. Yeni Türkiye'nin en acil ve derhal çözülmesi için adım atılması gereken temel problemi Alevi meselesidir. Alevilere karşı gerçekten bir önyargısı olmayan ve bu sorunu daha çok özgürlük ile çözmeyi düşünen siyasetçilerin de bu mesele etrafında kafası bulanık olabiliyor. Çünkü bu mesele hep yanlış zeminlerde tartışılıyor...
***
Meseleyi çözmek isteyen demokratik bir bakışın, "Alevilik nedir" diye bir sorusu olamaz. Teolojik bir sualin politik arenada yeri yoktur... Bir toplumsal kesim kendini nasıl ifade ederse siyasetçiler öyle kabul etmek ve o kesimin taleplerini karşılamak zorundadır. Siyaset kurumu bir toplumsal kesimin taleplerini demokratik yollardan karşılayamazsa o kesimin meşru siyasetin dışına çıkma potansiyeli artar. Yarın devam edeceğiz...