Son birkaç yılda içinde bulunduğumuz coğrafyada baş döndüren şeyler oldu, oluyor. Kimin kiminle ilişkili olduğu, kimin kime düşman veya dost olduğu belli değil. Birkaç gün önce ABD-Rusya ve Türkiye genelkurmay başkanları bir araya gelip, Rakka operasyonunu hatta Suriye'nin geleceğini masaya yatırıyor ama arkanızı dönmeye gelmiyor.
Aynı ABD ile Rusya bir başka masada PYD ile buluşup, Menbiç'te pozisyon alıyor. Almanya'nın başını çektiği birkaç AB ülkesi yukarıdan, İran, kapsama alanındaki Irak ve Esed aşağıdan Türkiye'yi sıkıştırıyor.
Hepsi de aynı aparatları kullanıyor; DEAŞ ve PKK... Birbiriyle savaşıyor görünmelerine bakmayın, gerçekte DEAŞ, PKK'nın öncü kuvveti gibi. Şimdi benzer bir şeyi PKK için Şii milislerden oluşan Haşdel Şaabi yapıyor. Mesud Barzani'ye karşı Sincar'da savaş açan PKK'ya sahip çıkıyor.
Bu tablo, bölgedeki Kürt halkı için vahim bir geleceği işaret ediyor. Aslında PKK yıllardır Kürt halkının çocuklarını hem emperyalistlerin, hem de bazı bölge ülkelerinin çıkarı için sıklıkla ölüme gönderdi, gönderiyor.
Bu ilişkiyi yıllar önce Öcalan yakalandığında, ABD, İngiltere, Hollanda, İran, Suriye ve Almanya dahil 12 ülkenin PKK'ya silah, örgütsel istihbarat ve siyasal destek verdiğinin altını çizerek söylemişti ama o sözler bugün ortaya çıkan "Kullanılan PKK" fotoğrafı kadar net değildi.
Bugün artık PKK, dün destek aldığı ülkelere borcunu, sadece Türkiye'ye değil, bölgedeki Kürtlere de düşmanlık ederek ödüyor. Bunun son örneği, Irak Kürdistanı'nın Sincar bölgesinde yaşanıyor. Tıpkı Kobani üzerinden Türkiye'ye kurulan tuzak gibi, Sincar'da da Barzani'ye tuzak kuruluyor. Destekçisi de İran ve İran'ın desteğindeki Şii milislerin kanlı terör örgütü Haşd-el Şaabi.
Bakın Haşd-el Şaabi PKK'ya destek veren bildirisinde ne diyor: "Şengal'in Xanesur köyünde konuşlu Ezidi savaşçılar şu anda Türkiye'nin eğittiği KDP'ye bağlı Kürt milislerin saldırısı altında. Haşd-el Şaabi, bu saldırıların durdurulmasını istiyor. DEAŞ, Şengal'in güneyinde ve KDP'nin Rojava Peşmergesi onları görmezden geliyor."
Barzani'ye suçlama da Türkiye gibi; "DEAŞ'a destek veriyor, Kürtlere sahip çıkmıyor." Peki, bu kirli algı operasyonuyla ne hedefleniyor? Birkaç gün önce konuyu köşesine taşıyan Star yazarı İlhami Işık bu soruya şu cevabı veriyor:
"Musul düşer düşmez Haşd-el Şaabi güçlerinin ilk hedefi Şengal ve Kerkük olacak. Şengal'de PKK krizi çatışmalara dönüştürürken, Haşd-el Şaabi Kerkük etrafında konuşlanarak, İran'ın taleplerini Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne dayatacaktır. Bu plan önce Türkiye'nin Irak'taki çıkarlarını vuracak daha sonra da Bölgesel Kürdistan yönetimini ya savaş seçeneğiyle baş başa bırakacak ya da çok dezavantajlı koşullarda İran'a teslim olmaya. Şimdi soru şu: PKK/ KCK kime hizmet ediyor? Kiralık keklik kimin için ötüyor?"
Çevremizin kuşatılmasıyla içerideki derin hesaplaşmanın aynı zaman dilimine denk düşmesi tehlike değil. Asıl tehlike çevremizi kuşatan küresel ve bölgesel güçler adına içeride öten kiralık kekliklerin bu kadar çok olması. PKK, FETÖ ve diğerleri...
Bunun sorgulanması gerekiyor.
