Yeni üretilen otomobillere olan ilginin artması için, eski otomobillerin yollardan çekilmesi önemli bir teşvik olacaktır. Model yılı geçen ya da kilometresi artan otomobillerin tüketiciye masraf çıkarmasından daha önemlisi, bu tip araçların trafikteki hayatları daha fazla riske atma ihtimallerinin olması.

Otomobiller belli bir yılı ya da kilometreyi aştığında bir de bakımları ihmal edilmişse arazı çıkarma ihtimali artarken güveli bir şekilde ilerleme ihtimalleri de azalıyor. Avrupa'nın üreticilere getirdiği kurallar sayesinde yeni üretilen otomobillerin aktif ve pasif güvenlikleri insan hayatına karşı daha hassas olunmasını mecbur kılıyor. Bu zorlayıcı kurallar sadece otomobilin içerisinde olanları değil, yayaları da önemsiyor.

Tabii ki işin bir de devletin kasasının, sıfır kilometreli otomobillerin satışından kazanacağı gelir kısmı da var. Bu gelir, devletin kasasına girerken vatandaşa da hizmet olarak geri döneceği için böyle bir yasanın çıkması ekonomiye de önemli bir canlılık kazandıracaktır. Sonuç olarak artık görevlerini eksiksiz olarak yerine getiremeyen araçların trafikten çekinmesi herkesin menfaatine.

TomTom Navigasyon şirketinin araştırmasına göre Avrupa'da Moskova'dan sonra en sıkışık trafik İstanbul'da. Bu araştırmanın sonucunda, kişilerin bir yıl içerisinde trafikte kaybettiği zamanı 118 saat olarak açıklandı. Bu kadar zaman kaybettiğimiz bir trafik için çözüm önerisi getirenler artıyor.

Radyo Trafik'te açıklama yapan İstanbul Taşımacılar Birliği Derneği Başkanı Hakan Orduhan'ın önerisi ilgi çekiciydi. Bu öneri; trafikte oluşan yoğunluğu önlemek adına mesai saatlerinin kademeli olarak değiştirilmesiydi. Örneğin; fabrika mesaileri sabah 07.30'da, ilköğretim 08.00'de, devlet daireleri 08.30'da, özel sektör 08.45-09.00'da, üniversiteler 09.00'dan sonra mesaiye başlar ve buna göre çıkış saatlerini ayarlarsa, aynı anda on binlerce insan trafiğe çıkmak zorunda kalmazlar.