YAZARLAR
Hız sınırı, emniyet şeridi, park ve kırmızı ışık ihlalleri başta olmak üzere belli konularda insan gücüne gerek bırakmadan ceza kesebilen sistem 2007 Nisan'dan 2011 sonuna kadar yaklaşık 1.6 milyon sürücüyü cezalandırırken, bu işlemler sonucunda vatandaşların cebinden 185 Milyon TL civarında bir para çıktı. Yurtdışında da örnekleri bulunan sistemi kuruluş aşamasından bu yana şiddetle destekliyorum. Gönül ister ki Tuzla'dan Silivri'ye kadar tüm ana yollar EDS kontrolünde olsun.
Son dönemde Emniyet Müdürlüğünün yeni bir uygulaması daha var: İDS! EDS'nin olmadığı noktalarda denetleme görevini "elektronik" yerine "insan" alıyor. İstanbul'da TEM'in muhtelif noktalarında emniyet şeritlerine yerleştirilmiş trafik polisleri emniyet şeridi ihlali yapanları avlıyorlar. İyi niyetli bir uygulama olduğuna zerre kadar şüphem yok. Ancak bu iyi niyetten ne yazık ki maraz doğuyor. TEM Mahmutbey Gişeleri ile FSM Köprüsü Gişeleri arasındaki mesafe yaklaşık 25 km. 25 km boyunca her 100 metrede bir polis görev yapsa en az 250 polise ihtiyaç duyarız. Ancak uygulamalarda ancak belli noktalarda polis var. Ve polisin olmadığı noktalarda emniyet şeridi ihlalleri devam ediyor. polisi görünce aniden "yola gelmeye" karar veren magandalar kendilerini "insan şeridine" çekmeye çalıştıkları için trafik sıkışıklığı azalmıyor; sadece sıkışıklığın noktası değişiyor. Bunun dışında avlanan trafik magandalarına ceza kesme işlemi emniyet şeridinde yapıldığı için yurdumun meraklı insanı yapılan işlemi izlemeye koyuluyor ve trafik tekrar sıkışıyor. Kısaca niyet iyi ama sonuç tartışılır… Otoyolda maganda yakalayan polisler modern bir ülkeye yakışıyor mu? Bu yol Türkiye'yi Avrupa'yla bağlamıyor mu? Bizim vitrinlerimizden biri değil mi? Teknolojiden faydalanmak çok mu zor? Bu ülkenin 50 km'lik yolu kontrol edecek bir elektronik sistemi kurmaya gücü yok mu? 5 senede 185 Milyon lira ciro yapmış bir sistemden bahsediyoruz. Sağlam bir teminat bulursam ben EDS işletmesine talibim. Duyurulur…
- Türkiye Gerçekten Sedan Ülkesi mi? Yıllardır bir klişeyle yaşıyoruz: Türkiye sedan ülkesidir! Trafikte veya bir otoparkta etrafımıza baktığımızda bunun gerçek olduğunu düşünebiliriz. 08 Ekim 2012, Pazartesi
- Babanız Toyota Gibi Adam mı? Ya da çıkar mısınız Toyota’yla her yola? Toyota’nın son yıllardaki iletişim kampanyaları bence Türkiye’deki en başarılı ve sıcak olanlarından biriydi. 24 Eylül 2012, Pazartesi
- Reklamın Kötüsü Olur! Çok beylik bir laf vardır: “Reklamın iyisi, kötüsü olmaz.” Olur, bal gibi de olur. Radyo Trafik’te her reklam kuşağında bir navigasyon markasının reklamı dönüyor. 17 Eylül 2012, Pazartesi