ODD'nin 2011 satış verilerine bakıldığında 288.872 adetle pazarın yüzde 49'unu sedan modeller oluşturuyor. Station modellerse 9.947 adetlik satışlarıyla toplam pazarda sadece yüzde 2'ye yakın bir pay almışlar. Burada stationlara ciddi bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Sedanlarla karşılaştırıldıklarında çok daha geniş ve kullanışlı olan stationlarla ilgili birkaç fiyat ve satış bilgisi örneği vermek istiyorum. Sedan kardeşiyle aynı fiyata satılan bir Focus station 2012'nin ilk ayında sadece 11 adet satılırken, sedan versiyon tam 712 adet satılmış. Renault'nun kompakt sedanı Fluence aynı donanıma sahip station kardeşi Megane Sport Tourer'dan daha pahalı bir fiyat etiketi taşımasına rağmen ocak ayında 1.449 adet satılırken, daha kelepir ve kullanışlı Megane ST aynı dönemde 30 adet satılabilmiş. Orta sınıfa baktığımızda dafarklı bir manzara çıkmıyor. Avrupa'da sedan kardeşinden daha pahalı olmasına rağmen satışlarda kardeşini sollayan Volkswagen Passat Variant, Türkiye'de sedanla aynı fiyata satılsa da ocak ayı satışlarında 449'a 30'luk bir mağlubiyet alıyor. Üst orta sınıftaysa station modellerin ustalarından Volvo, V70'i sedan kardeşi S80'e göre daha düşük bir fiyatla satmasına rağmen, kullanışlı V70'ten ocak ayındasadece 1 adet satarken, S80 13 adet satılabildi. Station kavramını ağırlıklı olarak Tofaş Kartal,Renault 12 gibi "hamallardan" öğrenen Türkiye'nin stationlara karşı temkinli durması belki anlaşılabilir ama bugün stationları sevmek ve sevdirmek için aslında tüm şartlar oluşmuş durumda. Tasarımları şık, karoserleri kullanışlı ve fiyatları uygun. Bununla birlikte station sıkıcıdır diyenler için Audi S4 Avant, Volvo V60 T6 ve Opel Insignia Sports Tourer gibi "sıkı" örnekler olduğu da unutulmamalı.