Bugüne kadar doktorların haklarını savunan birçok yazı yazdım. Çünkü yaptıkları iş hem kutsal hem de zor. Çok daha iyi şartları hak ediyorlar.
Ve geçtiğimiz hafta doktorlardan linç yedim, iyi mi? Meğer bazılarında gerçekten 'doktor kibri' diye bir şey varmış!
Suçum; Almanya'ya göç eden bir doktorun arkadaşlarıyla birlikte yaşadığı sorunlardan bahseden tweet'lerle ilgili "Avrupa'ya giden doktorlar neden pişman?" diye yazmam.
Bu başlıktan bağımsız durumu ve şartları iyi olanlar da vardır dedim. Yani genelleme yapmadığımı düşünüyorum!
'PİŞMAN DEĞİLİZ' DEDİ
Yazıda Sağlık-Sen'in istifa edip özel sektöre geçen, muayene açan ya da yurt dışına giden 7 bin hekimin kamuya dönüş için başvuru yaptığı açıklamasına da yer vermiştim. Sanırım burada bir kafa karışıklığı var! Herkes farklı bir sayıdan bahsediyor!
Yazıda genel bir sorun olabilir mi diye fikirlerimi paylaştım.
Çünkü pandemiyle birlikte tüm dünyada hem maddi hem de manevi anlamda doktorluk mesleğinin şartları zorlaştı. Ne yazık ki, doktorlara yönelik şiddet kanayan yaramız.
O tweet'leri yazan doktor, anladığım kadarıyla yazı çok paylaşılınca hem ilgi görmekten mutlu oldu hem de kendi muhalif mahallesinde tepki görmekten endişe duydu!
Galiba takipçi artırmak için yazıyla ilgili birçok paylaşım yaptı ve muradına erdi, linç ateşini yaktı!
Ve sonunda 'U' dönüşü yaptı. "Pişman değiliz" dedi!
Bazı doktorlar sırf muhalif olmak için yurt dışına giden doktorların çok ama çok mutlu olduklarını yazdı. Bir elleri yağda, bir elleri baldaymış!
Keyifle daha çok doktor gidecek diye paylaşım yapanlar oldu. Keşke gelen doğalgaz ve elektrik faturalarını da paylaşsalar! Berlin'de 60 m2 eve ödedikleri kirayı anlatsalardı. Ya da denklik alamayan doktorların yaşadıkları çifte standartlardan da bahsetselerdi!
Evet, yeniden yurt dışında hayat kurmak zor. Umarım hak ettikleri değeri görürler. Hem devlete hem de ailelere doktor yetiştirmenin maliyeti gerçekten yüksek! Yazılanları okuyunca gerçekten üzülüyor insan!
SORUN ÜLKELERDE DEĞİL
Yazı uzayacak ama 'U' dönüşü yapan doktorun tweet'lerini tekrar paylaşıyorum:
"Dün spontane bir şekilde yaklaşık 20 doktorla Hamburg'da buluşup, yemek yedik. Herkesin ortak fikri Almanya'da da olsanız doktorluk çekilecek dert değil. Hem maddi hem de manevi anlamda verdiğiniz emeğin karşılığını asla alamıyorsunuz."
"Dubai ve İngiltere'de doktorlukla ilgili de benzer düşünenler varmış... Sanırım sorun ülkelerde değil, tahmin ettiğimiz gibi doktorluğun tam kendisinde."
Evet, sorun ülkelerde değil! Bu tweet'lerde hiç pişmanlık yokmuş! Karar sizin!
HAKEMLER AYNI!
Galatasaray ve Beşiktaş forması giyen Ryan Babel, Trabzonspor- Fenerbahçe maçının hakemi Halil Umut Meler üstünden Türk hakemlerini şöyle eleştirdi: "Türk hakemleri Dünya Kupası'ndan hiçbir şey öğrenmemiş. Oyunu oynat, 3 dakikada bir oyun duruyor."
Aslında uzatma sürelerinin artmasıyla ilgili Dünya Kupası'ndan ders çıkarıldığını söyleyebiliriz.
Ancak oyunun durmasını engellemede bir değişiklik yok. Dünya Kupası'nda akıp giden maçlardan sonra Trabzon-Fenerbahçe maçını izlemek gerçekten işkenceydi.
Topu kaybeden kendini yere atıyordu!
Ne yazık ki, birkaç maça bu berbat tiyatroya alışacağız! Oyunun iki-üç dakikada bir durması Türk futbolunun kanseridir!
SIFIR ARAÇ ARIZA YAPARSA...
İstanbul'da bir kişi, Mayıs 2015'te 151 bin lira bedelle iki yıl garanti verilen sıfır kilometre bir otomobil satın aldı.
Şubat 2017'de çekiş gücü düşüklüğü ve tekleme sorunları meydana gelen araç, garanti kapsamında ücretsiz tamir edilerek teslim edildi. Daha sonraki haftalarda aynı arızalar çıktı. Yine tamir edildi ama 2,5 aylık süreçte araç teklemeyle devam etti.
Müşteri aracın geri alınması için dava açtı ve karşı itirazlarla ömür törpüsü gibi geçen dava süreci sonunda Yargıtay aracın iadesi ve bedelinin yasal faiziyle alıcıya ödenmesine hükmetti.
Bu karar emsal teşkil etmesi açısından önemli. Çok ünlü markalar bile topu aracı satan bayiye atıyor, ilgilenmiyor. Bayi de aracı geri almamak için elinden geleni yapıyor.
Bu tür davaların daha çabuk sonuçlanması için yasalar değişmeli.
ŞİFRE PAYLAŞIMINA ÖNLEM GELİYOR
Abone kaybı yaşamaya başlayan Netflix, yeni yılda abonelerinin şifrelerini paylaşmasına son verecek.
Şirket hesaplarını evlerinin dışındaki kişilerle paylaşan abonelerinden ek ödeme istemeyi planlıyor. Bu uygulama bazı Latin Amerika ülkelerinde test ediliyor ve hesaplarını paylaşanlardan aylık ekstra 3 dolar alınıyor.
Evet, bir hesabı dört kişi kullanan da var, ayda bir kez platformdan dizi, film izleyen de var! Çoğu kullanıcı dörtlü paket alıyor ama üç kişi kullanıyor.
Konuyla ilgili sosyal medyada şu tarz sorular soruldu:
Aynı anda dört kişinin kullanacağı bir paket satılıyorsa bu kişilerin kim olduğu önemli mi? Ayrıca ev dışında kullanmamak ne demek? Evdekilerden ikametgâh belgesi mi istenecek? Yurt dışına seyahate çıkınca ne olacak?
İnsanların zamanı artık kıymetli! Film, dizi izlemeye vakit bulunmuyor! Vakit bulduğunda da kaliteli bir şeyler izlemek istiyor! Etrafımdan duyuyorum, kendimden de biliyorum çoğu zaman izleyecek bir şey bulamıyoruz!
Bence abone kaybını önlemek için önce içerik zenginleştirmeli.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ Mİ?
Amerika'daki yoğun kar fırtınası yüzünden 2 binden fazla iç ve dış hat uçuş iptal edildi. Bazı yerlerde hava sıcaklığı eksi 45'e düştü.
1,7 milyondan fazla ev ve iş yeri elektriksiz kaldı. Dün hayatını kaybedenlerin sayısı 23'e yükselmişti.
Japonya'da da yoğun kar yağışı yüzünden sekiz kişi öldü, 45 kişi yaralandı.
Peki, hava sıcaklığı anormal yükseldiğinde haberlerde hep küresel ısınma ve iklim değişikliğine dikkat çekiliyorken, havalar aşırı soğuduğunda neden iklim değişikliğinden bahsedilmiyor?
Altyazı
"Baba, sence diğer gezegenlerde hayat var mı?
- Bilmiyorum, Sparks ama şunu söyleyebilirim sadece bizsek korkunç bir alan kaybı gibi görünüyor." (Contact)