Demokratik siyasete girmeye heves edenler, başka mesleklerde pek olmayan bir özelliği hep göz önünde tutmalıdırlar. Bu özelliği, "Kan davası gütmekten kaçınmak" şeklinde anlatabiliriz.
Her meslekte insanlar kavga ederler. Bu kavgalarda ölçü kaçtığı zaman, kavgacılar birbirleri hakkında çok ağır da konuşabilirler. Hatta yumruk yumruğa da gelebilirler. Siyaset dışı mesleklerin insanları için bu kavgalar ilişkilerin kopması anlamına da gelebilir. Ölene kadar küs kalabilirler.

Farklı meslek
Ama siyasetçi için durum farklıdır. Bir gün önce en ağır ifadelerle suçladığı rakibi ile ertesi gün kol kola girip koalisyon kurabilen mesleğin sahibidir siyasetçi. Farklı eğilimlerin sahiplerinin birlikte yaşayabildikleri ve gerektiği zaman uzlaşma noktalarında buluşabildikleri meslektir demokratik siyaset...

Trump ve Obama
Seçimden önce Obama'nın Amerika doğumlu olmadığını ve bu nedenle başkan seçilmesinin anayasaya aykırı olduğunu iddia eden Donald Trump, önceki gün Beyaz Saray'da Obama'nın konuğuydu. Seçim kampanyası döneminde Obama da Trump için "Bu adam bu düşünceleri ve söylemleri ile başkan olamaz" diyerek, Hillary Clinton'a destek konuşmaları yapmıştı.

Üslup meselesi
Bu gerçeği bilen siyasetçiler üsluplarında ölçüyü kaçırmazlar. Rakipleri hakkında takıntılı ve önyargılı hükümler seslendirmezler. "Düşmanımın düşmanı benim dostumdur" yanılgısına kapılıp, teröristlere, anarşistlere, yabancı ülkelerin ajanlarına destek vermezler. Ülkenin bütünlüğü, güvenliği, istikrarı söz konusu olduğunda, muhalefette ya da iktidarda olduklarına bakmadan "Büyük Doğru"nun yanında dururlar.

CHP'nin konumu
Şu anda hem içeriden hem de dışarıdan haince saldırılara hedef olan Türkiye'de bazı siyasetçilerin bu gerçekleri unuttuklarını hepimiz gözlemliyoruz. Özellikle Cumhuriyet'in kurucu partisi olan CHP'nin sözcülerinin bu konuda çok özensiz davranmaları, ölçüyü kaçıran hale gelmiş bulunmaktadır. Dileriz bir noktada onlar da yaşanan gerçeklerin farkına varırlar ve durdukları yerin yanlışlığını görürler.