Kaşıkçı krizi İsrail'de de yankı buldu. İsrailliler "bu meselenin bizimle uzaktan yakından ilgisi yok ama neticeleri İsrail'i zor durumda bırakabilir" endişesini duyuyor. Peki Kaşıkçı kriziyle İsrail arasında nasıl bir bağlantı var eğer Kaşıkçı dosyası Suudi Arabistan'ın aleyhinde bir şekilde kapanırsa ki şu ana kadarki tüm veriler bunu gösteriyor, o halde İsrail bu durumdan nasıl etkilenecek? İşte İsrail penceresinden bu soruların yanıtları.
İRAN KARŞITI İTTİFAK BOZULUR KORKUSU
ABD politikaları İsrail ile Suudi Arabistan'ı birbirine iyice yakınlaştırmaya yönelikti. İki ülke de İran'ı tehdit olarak görüyor. Trump yönetimi İran'a yönelik hamleleriyle Suudi Arabistan ve İsrail'in de içinde olduğu Tahran karşıtı bir ittifak kurmuştu. Kaşıkçı olayı bu ittifakı bozabilir.
SUUDİ ARABİSTAN KARŞITI İTTİFAK
ABD'de Trump'a karşı Suudi Arabistan'a yönelik sert tepki vermesi konusunda baskı yapan ciddi bir kesim var. Ayrıca Suudi Arabistan'la yakın zamanda kriz yaşayan Kanada da Kaşıkçı meselesinde Riyad'a tepkili. Bu durumda Katar ve Kanada Suudi Arabistan karşısında yer alacaklar.
İRAN'IN BATI'DA ELİ GÜÇLENECEK ENDİŞESİ
Trump İran'la Obama döneminde yapılan nükleer anlaşmayı fesih etmişti. Ayrıca ambargoları da yeniden devreye soktu. Kaşıkçı kriziyle İran'ın Suudi Arabistan'a karşı elinin güçlendiğini görüyoruz. Trump'ın nükleer barışı bozmasıyla İran safında kalmayı sürdüren Avrupa da eğer Suudi Arabistan'a yönelik hamle grubunun içerisinde yer alır yer almazsa bile bu gruba destek verirse ABD İran'a karşı uyguladığı sert politikalardan geri adım atmaya zorlanır. Bu durum da İsrail'in işine gelmez.
ABD SUUDİ ARABİSTAN'A YAPTIRIM UYGULARSA
İsrail'in endişe kaynağı ABD'de her geçen gün artan Suudi Arabistan'a karşı yaptırım çağrıları. Bu çağrıları senatörler tarafından Trump'a yapılıyor. Trump'dan Riyad'a askeri yaptırım uygulaması isteniyor. Özellikle senatörlerin Magnitsky yasasını devreye sokmak istemeleri İsrail için risk olarak görülüyor. Yaptırım içeren söz konusu yasa "ifade özgürlüğü hakkını kullanan bir kişiye yönelik yargısız infaz, işkence ve diğer ağır insan hakları ihlalleri" şüphesinin bulunduğu durumlarda devreye sokuluyor. Suudi Arabistan'ın Washington'la ittifakının bozulması İsrail'i İran başta olmak üzere Filistin, Kudüs ve Gazze konularıyla genel anlamda Trump'ın yüzyılın anlaşması diye tabir ettiği Filistinlilerin sürgün edilmesini öngören projenin de baltalanma sürecini başlatabilir. Çünkü yüzyılın anlaşmasında ABD ve İsrail'in yanında Suudi Arabistan da yer alıyordu.
İSRAİLLİ YETKİLİ: İSRAİL İÇİN EN KÖTÜSÜ GÜÇLÜ İRAN'DIR
Eski İsrail Dışişleri Bakanlığı yetkisi Dera Gold, "Kaşıkçı krizi İsrail için istenmeyen bir durum oldu çünkü İran'ın Ortadoğu'daki tutumunu güçlendiren her şey İsrail için kötüdür ve Ortadoğu'daki güç dengesinde zayıflamış bir Suudi Arabistan güçlü bir İran anlamına geliyor" diyor.
SUUDİ ARABİSTAN'IN WASHİNGTON'DAKİ KAŞESİ GİDERSE
İsrail Kaşıkçı krizinde anahtarın Türkiye'nin elinde olduğunu düşünüyor. Türkiye Kaşıkçı'nın öldürüldüğü anı gösteren kayıtları yayınlarsa bu durumda Suudi Arabistan'ın Washington'daki tüm bakiyesi sıfırlanmış olacak. Ortaya ise eli güçlenen İran ve güçsüz bir Suudi Arabistan manzarası çıkacak bu tablo da İsrail için hayliyle ürkütücü olacağa benziyor.
İsrail eski Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi Eran Lerman, "İsrail'in en büyük endişesi yani gündemindeki bir numaralı sorun Filistinliler değil, İran'dır. Ve Suudi Arabistan'ın Washington'da aynı kaşeye sahip olamaması İsrail için kötü bir durumdur çünkü Suudiler, hatta bazı yönlerden bizden daha çok, İran'daki Amerikan pozisyonuna döndü. Bu nedenle Suudi Arabistan'ın Washington'da yeniden yüksek düzeyde saygınlık kazanması İsrail'in çıkarınadır" diyor.
"TÜRKİYE'NİN ELİ GÜÇLENECEK" DİYE DE KORKUYORLAR
İsrail penceresinden Kaşıkçı krizinin bir anlamı da Türkiye'nin bu süreçte elinin daha da güçlenme ihtimali. Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerinin bozulması bir kenara Suudi Arabistan'ın suçlu ilan edilmesi halinde Türkiye'nin Suudi Arabistan üzerindeki etkisinin artacağından da endişe duyuyorlar.