Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

01 Ekim 2018, Pazartesi

Almanların derdi

Türk-Alman ilişkileri hep önemliydi. Önemli olmaya da devam edecek.
Ama bu son ziyaret gösterdi ki ilişkinin boyutları artık biraz daha farklı olacak.

İlişkiler neden kötüydü?
Çünkü Almanya yeni Türkiye'yi bir türlü kabullenemiyordu.
Eskisinin üstünün tamamen örtüldüğünden emin olduklarında ilişkileri iyileştirme sürecini başlattılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bizzat kendileri davet etti.
Hem Cumhurbaşkanları hem de Başbakanları ağırladı, ayrı ayrı görüşmeler yapıldı.

Almanya'nın buna ihtiyacı vardı, Türkiye'nin de kazanımları olacak elbette.
Kim kime muhtaçtı kısmından çok ne türden bir ilişki düzeyi başlayacak ona bakalım.

Türkiye eskisi gibi değil. Dış politikada duygusallığa da yer vermiyor.
Kısacası "Almanya'dan kazancım ne" ona bakıyor.
Mesela biz PKK+FETÖ'yü istedik. Merkel "PKK terör örgütüdür, faaliyetlerine izin vermeyeceğiz" dedi ama FETÖ'ye sahip çıktı.

FETÖ'ye kucak açtılar diye küsecek halimiz yok.
PKK'yı alıp, FETÖ defterini açık tutacağız.
Ne aldıysak hesabı ona göre yapacağız.
Geride bırakılanın çetelesini de kenara yazacağız.

Başkan Erdoğan'ın karşısına terörist ağzıyla konuşan sözde gazeteciler çıkardılar.
Hele biri vardı ki aklına kim getirdiyse FETÖ tutuklusu Enver Altaylı'yı sordu.
Dini istismar eden de bir cümle kurdu.
Başkan Erdoğan öyle bir yanıt verdi ki duyan herkes o sözde gazetecinin eline üzerinde soru yazılı bir kağıt tutuşturulmuş olduğunu anladı.

Provoke etmeye kalkan PKK sempatizanları da oldu. Başkan Erdoğan gülüp geçti.
Neticede provokatörleri salondan çıkaran Alman polisiydi.
O provokatörü kim akredite etti de bir Cumhurbaşkanıyla bir Başbakanının bulunduğu yere sızabildi?
Yok eğer o kişi gazeteciyse polis neden dışarı çıkardı, bunun hesabını da Merkel versin.
Bunu Merkel muhalifi yayın organları bir hayli kurcaladı, "o adam Alman polisi tarafından neden atıldı" diye.

Bir de firari ajan gündemi vardı.
"Basın toplantısına geleceğim" dedi, gelemedi.
Alman medyası meraklı tabi ki Merkel'e onu da sorup durdular ama istedikleri cevabı alamadılar.

Gördük ki Almanya-Türkiye ilişkilerinde asıl sınavı veren Merkel.
Erdoğan'la görüşüp, barışmak istiyor ama içerde karizmayı da çizmemeye çalışıyor.
Çünkü Almanya'yı öyle bir terörist yuvası haline getirmişler, Türkiye düşmanlarını öyle yerlere koymuşlar ki, kendi teröristleri şimdi hesap soruyor, "neden Erdoğan'la görüşüyorsun" diye.

Bir de Başkan Erdoğan'ın tutumuna dikkat edelim. Dündar meselesi ona da soruldu ve gayet net konuştu.
Can Dündar'a direk "firari ajan" dedi. Halbuki Erdoğan'ı bizzat resmi ziyaret için Berlin'e davet eden Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, bir gece önce Dündar'la buluşmuştu.
Erdoğan, "ne haltlar çeviriyorsunuz hepsinin farkındayım" deyip, her şeyi Almanların yüzüne vurdu. Hesaplaşma yapmadı.
Gülüp geçti.

Bu tavır çok önemli. Bundan sonrasını Almanlar düşünmeli. Türkiye ile ne kadar ilişki kuracaklarına onlar karar verecek. Az ise bizden de o kadar dostluk. Çok iyi bir ilişki ise o zaman düşmanlığı azaltacaklar, başka çaresi yok.

Teröristi koruyup, savunan, sözcülüğünü yapan, medyalarıyla FETÖ manşetleri atan kendileri.
Erdoğan'la görüşmek isteyenler de kendileri.
Ondan sonra iki arada derede kalıp, ince hesaplar yapan da kendileri.

Bizim Almanya'dan istediğimiz belli. Ya onların ne istediği belli mi?
Diyorlar ki, Türkiye'de basın özgür olsun, demokrasi daha iyi olsun, falan.
Yahu geçin bunları.
Hakikaten kim inanır bu deli saçmalıklarına.
Almanya'nın Türkiye'deki derdi gazeteci, demokrasi, vs değil, hiçbir zaman da böyle dertleri olmadı.
Kaldı ki Türkiye'de böyle bir sorun da yok.

Onların son 2 yıldır bize saldırmalarının nedeni artık bizim eskisi gibi olmamamız.
Mesela sırf üçüncü havalimanı yüzünden Frankfurt havalimanının fiyakasını bozduk.
Oradan para kaybedecekler.
Böyle şeyleri dert ediyor, onlar.
Yoksa Türkiye'nin demokrasisi falan umurlarında değil.
Ama yıllarca bu zokayla işlerini yürüttüler.
Her seferinde yalandan "demokrasi" deyip, bizi savunmaya zorladılar.
Artık o devir kapandı.
Almanya da bundan sonra açık olmak zorunda.
Derdi neyse adam gibi söyleyecek, işimize gelirse.

SON DAKİKA