Yazımızın iki ilginç kahramanı var: Trump ve Kim.
Önce bunların yedikleri naneleri serdedeceğiz. Ardından da bir Alman gazetesinin muhteşem yorumuyla yazımızı noktalayacağız.
Bildiğiniz gibi Trump, Kim'in nükleer saldırı tehdidine Twitter hesabından "Benim masamın üzerinde de nükleer düğme var. Hem de çok daha büyük" paylaşımıyla yanıt verdi.
Böylece Trump tek başına verebileceği bir kararla milyonlarca insanı yok edebileceğini ayyuka çıkardı.
Bu bile, Trump'ın ne kadar ferasetsiz, ne kadar zavallı, ne kadar yeteneksiz bir adam olduğunu göstermeye yeter.
Evet, DAİŞ, FETÖ, PKK, PYD, YPG ve YPJ'yi yemleyip semirten de, sırtlarını sıvazlayan da ve onlara nazar-ı müsamaha ile bakan da Trump yönetimidir.
Keza Erdoğan'ı ve Ruhani'yi devirmek için fırıldaklar çeviren de, Kudüs entrikasını tezgahlayan da, "Sünni-Şii" savaşını patlatmak isteyen de Trump yönetimidir.
Anlayacağınız Trump yönetimi hem bize hem de Alem-i İslam'a çok namussuzluk ve çok alçaklık ediyor...
Gelelim Kuzey Kore liderine...
Maşallah Kim memleketinde çağdışı soytarılıklar sergiliyor...
Kamu mülkiyetinde olan üretim araçlarıyla ülkesini ekonomik anlamda iflasın eşiğine sürüklüyor...
Yurttaşlarını rezillikte, kepazelikte, yoklukta ve fakirlikte eşitlemeye çalışıyor. Onlara ölüm ve gözyaşı sunuyor...
"Yıkılmış gebermiş gitmiş" bir sistemi daha doğrusu korkunç bir fiyaskoyu ayakta tutmaya yelteniyor.
Kısacası, memleketinin gelişmesine, ilerlemesine ve kalkınmasına varlığıyla ve felsefesiyle engel oluyor...
Son sözü iki lider hakkında manyak bir yoruma imza atan Alman gazetesine bırakıyoruz: Frankfurter Rundschau, "Gelinen aşamada, gelecekte patlak verecek krizlerde Pyongyang'ın vicdansız diktatörü Trump'dan daha mantıklı bir tutum izleyebilir..."
Ne dersiniz?