Fransa Başbakanı Edouard Philippe, devletin kasasından 350 bin Avro ödeyerek kiraladığı özel uçakla Tokyo'ya gitmiş...
Muhalifler yeri göğü inletmişler, "paralar gitti" yaygarasını koparmışlar, adamcağızın canına okumuşlar...
Acaba Philippe, Japonya'ya eğlenmeye mi gitmiş?
Hayır, resmi ziyaret için gitmiş.
Uçak, kişi için değil başbakanlık makamı için kiralanmış, kazara seçilseler kendileri binecekler...
Muhaliflere göre özel uçak kiralamak çok büyük ayıpmış, çok büyük günahmış. Zira Başbakan'ın mazbut yaşama yükümlülüğü varmış. Kafa bu.
Başbakan dediğin, özel uçakla gitmez, tarifeli seferle gider. Sıraya girer, üzeri aranır, gümrükten geçer, çıkışta valizini bekler. Gerekirse aktarma da yapar. Businesste bile uçamaz, uçsa uçsa economy uçar.
Böylece arzu edilen tasarruf da sağlanmış olur. Hatta böyle bir eylem kamuda kemer sıkma politikasına da güzel bir misal teşkil eder.
Başbakan dediğin, Japonya ile dev projelere imza atmak, stratejik ortaklık olanakları aramak gibi nanelerle mi uğraşır?
İyi iyi, Fransız muhalifler CHP'yi örnek almaya devam etsinler. İsmet Paşa da mezarında bir sağa, bir sola dönmeye devam etsin.
***
Fransa'nın tadı tuzu yok. Evet, 2008'de göçen Fransız ekonomisi bir daha toparlanamadı, krizden çıkamadı.
Fransa'nın bu yılki büyüme hızı yüzde "1,9". 2018 yılı için de aynı rakam tahmin ediliyor. (2015'de yüzde sıfırdı.)
2016 Aralık ayıyla kıyaslandığında restoran ve eğlence merkezlerine yapılan rezervasyonlar yarı yarıya, alış-veriş oranı da yüzde 60 düşmüş.
Bu oranlar alım gücündeki düşüşü gösteriyor. İlaveten işten çıkarmalar da dizginlenemiyor...
DAİŞ'in Noel pazarlarına dönük tehditleri nedeniyle bu pazarlar yasaklanmış. Sokaklara korku egemen yani...
Son tahlilde Fransızlar, korku ve ekonomik krizden oluşan iklim değişikliğini Macron'a borçlular. Hadi hayırlısı..