İngiltere'de olup bitenler bizi hem hiç ilgilendirmez, hem de ilgilendirir...
Başbakan May 2022'ye kadar Muhafazakar Parti'nin başında kalmak istiyor. Ama partisinin yüzde 15'i onu istemiyor.
Bu da Ekim ayında yapılacak olağan kongrede May'in koltuğunu kaybedeceği anlamına geliyor...
İyi de bundan bize ne?
Bize şu:
May'in yerine Londra eski belediye başkanı yani Dışişleri Bakanı Boris Johnson gelecek.
O da mı kim?
Hani gazetecilerin "Çankırılı mısınız?" sorusuna "Kalfat" yanıtını veren Kalfatlı Sarıoğlan.
Hani ''Jaffa kekleri''yle büyüyen (Ülker üretiyor), evinde "çok iyi çalışan" (kendi ifadesi) Türk malı bir çamaşır makinesi bulunan, bizim Sarıoğlan. Sarı gelin türküsünü yazanlar bir de Sarıoğlan türküsü yazsalar iyi olur...
Hani AB liderlerine "Türkiye'nin idam konusunda köşeye sıkıştırılmaması ve üyelik konusunda Türkiye'yle iletişimin her halükârda sürdürülmesi gerektiğini'' belirten Sarıoğlan.
Hani Trump benim başkanlığımda ''Amerika'ya turist veya göçmen Müslüman giremez'' dediği zaman ''sırf Trump'la karşılaşmamak için New York'a gitmeyeceğim'' diyen Sarıoğlan...
Hani ''Trump'ın İngiltere'ye girişinin yasaklanması'' için imza kampanyası başlatan ve 500 binin üzerinde imza toplayan Sarıoğlan...
İşte bu Sarıoğlan Britanya'da AB karşıtı söylemleriyle tanınıyor ve muhafazakar olarak biliniyor...
Irmağı geçerken at değiştirilmez ama böylesine bir lider değişikliği İngiliz seçmeni olumlu etkileyecek ve May'in kaybettiği desteği geri getirecektir...
İngiltere'nin AB dışındaki ülkelerle olan ilişkilerine hayat verecektir...
Belki de İngiltere, Türkiye'yle tarihte hiç olmadığı kadar (olumlu anlamda) yakınlaşacaktır...
44 yıldır Avrupa Birliği'yle evli barklı olan İngiltere bizim Sarıoğlan sayesinde (Brexit'le) çok büyük bedeller ödemeden AB ile üç talakla boşanacak ve ortak malları (ülkesinin lehine) cebellezi edecektir... Hadi hayırlısı...