Türkiye Büyük Millet Meclisi Eski Başkanı,yıllarca başbakan yardımcılığı yapmış, duayen siyasetçi , senelerdir duruşu ve beyefendiliği ile gönüllere taht kurmuş olan Bülent Arınç'ın son günlerde kafası fena şekilde karışmış görünüyor.
Sürekli dilinden düşürmediği "Biz bu davanın çilesini az mı çektik? Bak ben çok şey biliyorum, konuşurum ha! Bak bildiklerimi söylersem kimse ayağa kalkamaz ha! Bak bu partiyi ben kurdum ha...vs" söylemleriyle zaten eski karizmasını devam ettirememesi bir yana üstüne üstlük hem de CNN Türk kanalına çıkıp Ak Partiyi Erdoğan'dan korumaya çalışma havaları ile iyiden iyiye sevenlerini hayal kırıklığına uğratmış durumda.
"Ben her olayın ayrıntısını biliyorum. Söylersem görürsünüz.. " çocukluğu ile ne yapmaya çalıştığı, ne için ve kime hizmet için bu açıklamaları yaptığı da ayrı bir tartışma konusu.
Çok hassas konuları tekrar açarak, dört duvar arasında verilmiş sözleri duvardan duvara vurarak, "bir dost tavsiyesi" ağzıyla konuşurken parti içinde ciddi bir ikileme neden olarak ne yapmaya çalışıyor acaba?
Hele ki bu günlerde? Hele ki ülkemizin içte terörle ve terörü karacaoğlan türküsü sananlarla , dışarıda kuyumuzu kazmak isteyenlerle böyle derin bir mücadelesi varken gerçekten ne yapmaya çalışıyor?
Ağır abi olduğunu ve birilerinin tavsiyeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorsan alırsın randevunu gider konuşursun bire bir. Nedir bu açıklama yayınlamalar, CNN' de evet ya CNN Türk' te çıkıp konuşmalar?
Bunlar, dünyanın en halis ve saf niyeti ile bile yapılmış olsa yapılış tarzı nedeniyle en iyi ihtimalle saflık statüsüne sokar insanı.
Eğer siyaset yapmak istiyorsan, çıkar meşru zeminde adam gibi siyaset yaparsın.
Eğer siyaset yapmak istemiyorsan da köşende oturur torun seversin.
Arınç'ın yaptığı sayfa sayfa açıklamayı okudum. Okur okumaz aklımda sürekli aynı soru yankılandı:
Neden? Hayır gerçekten neden ya? Neden? Aklıma gelen cevaplarsa hiç hoşuma gitmedi.
Arınç ya Erdoğan'ı kıskanıyor. Ya Ak Partiye rakip bir parti kurmayı gözüne kestiremediği için Ak Partiyi yıpratmaya çalışıyor.
Ya Ak Partinin başarılarından ve Türkiye'nin yükselmesinden hoşlanmayan bir yerlerden bir takım sözler aldı destekleneceğine dair. Bu nedenle de cesarete geldi konuşuyor.
Ya da paralelle gerçekten ciddi bağlantıları var,Erdoğan'a ve hükümete olan eleştirileri ile onlara yaranmaya çalışıyor.
Sonuçta paralelin en iyi bildiği iş; "içeri sızmak ve oralarda adamlarının olması".
Baktılar CHP mayası tutmadı.Ne aristokrat kesime cemaat ablalarını , ne de maklube sofrasına içki bardağını adapte edemediler.
E, MHP desen paralel grupla ezelden beri bir doku uyuşmazlığı var.
O halde ;"Arınç ayağı ile ya Ak Partiye sızalım, sızamazsak da karıştıralım"mantığı güttüler.
Arınç da bilinçaltındaki rekabet güdüsüyle bunun için seve seve kendini alet etti.Coşan vicdanına da dönüp "Boş ver. Sonuçta benim de bu partide bir özgül ağırlığım var" deyiverdi.
Sonuçta Ak Partiye doğru yolu hem de tüm Türkiye'nin gözü önünde göstermek, kardeşi ve çocuklarının amcası Erdoğan'ın kulağını çekmek onun vazifesiydi (!) . En ufak bir hayırlı niyet göremedim bu konuşmasının ardında.
Arınç'a sık sık kendisinin de alıntı yaptığı Bediüzzaman'ın sözleri ile cevap vermek istiyorum: "Evet, hak aldatmaz, hakikatbîn aldanmaz. Hak olan mesleği hileden müstağnîdir; hakikatbînin gözüne hayalin ne haddi var ki hakikat görünsün, aldatsın."
Bu nedenle artık hileyi bırak ve dost mu yoksa hasım mı olacağına karar ver artık sayın Çınar!
Şeyi şey etmeyi iyi biliyorsun anladık ama bırak da insanlar, senin orta yaş krizi ve Erikson amcanın bahsettiği benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk dönemi krizlerinle uğraşmak yerine vakitlerini terör ve mülteci sorunu gibi önemli meselelere harcasınlar...