Adam, İstanbul trafiğinde tam da iş çıkışı saatinde Sarıyer' den taksiye binmiş "Kardeşim, benim işim çok acele.10 dakikaya Yeşilköy'de olmam lazım." diyordu. Taksici arkasına döndü baktı. Takım elbiseleri içinde gayet de mantıklı gözüken bir adamdı oysaki… "Müşteri veli nimettir. Hasbunallahi venimelvekil." Çekti içinden. Sonra; "İnşallah abi, inşallah en kısa zamanda yetiştiririz seni" dedi.
Adam, taksiye bindikten sonra camın dibinde elinde mendiliyle birden bitiveren Suriyeli bir çocuğu gördü. "Yahu bu Suriyelileri de aldılar ülkeye. Ülke yaşanmaz oldu. Her yerde bunlar var. Yahu bu Cumhurbaşkanı Erdoğan hiç ne yaptığını bilmiyor. Neden kucak açıyor bu insanlara " dedi, çocuğa tiksinerek bakarken. Sonra gazetesini açtı ve Aylan'ın resmini gördü sahilde yatarken çekilen. "Zavallı yavrucak" dedi aynı adam. ''Bu çocuğa bu ölümü reva görenler utansın. Zavallı çocuk hiç hak etmedi böyle ölmeyi. Birileri artık bir şeyler yapmalı " dedi. Taksici arkasına dönüp baktı. Siyah gözlüklerin arkasında gayet de mantıklı gözüken bir adamdı oysaki…
Adam, gazetenin arka sayfasını çevirdi.. PKK ile ilgili bir haberi okudu. "Ya şu hale bak. Yine şehitler var. AKP anlaşmış tabii ki bu PKK ile. Aralarında nasıl bir gizli anlaşma varsa artık. Hep bu şehitlerin suçlusu Cumhurbaşkanı Erdoğan zaten" dedi. Gazetenin başlığında; şimdiye kadar 260 PKK 'lının öldürüldüğü yazılıydı. Taksici arkasına dönüp baktı. Mavi kravatıyla gayet de mantıklı gözüken bir adamdı oysaki…
Adam, taksiciden radyoyu açmasını istedi. Radyoda Kürt asıllı Yasin Börü'nün kafasının Demirtaş'ın PKK'lıları sokağa çağırması sonucu çıkan olayda ezilmesi ile ilgili haber veriliyordu. "Ne şerefsiz adamlar var ." dedi. "Yazık değil mi şu çocuğa. Yazık olmuş gerçekten, pis PKK 'lılar" dedi. Tam o sırada billboardlarda HDP 'nin ve Selahattin Demirtaş'ın resmini gördü. " Şu HDP ne güzel Kürt halkının haklarını savunuyor. Eş başkanı Demirtaş da ne sempatik bir adam yahu." Dedi. "Geçen hatta ne güzel de televizyonda saz çalıp türkü söylüyordu. Kürt halkının mücadelesini ne güzel de dillendiriyor" dedi. Taksici arkasına dönüp baktı. Düzgün taranmış saçlarıyla gayet de mantıklı gözüken bir adamdı oysaki…
Adam, cep telefonunu eline aldı ve tweeter da gezinmeye başladı. "Moskovadacami " hashtagini görünce atılan twitleri okumaya başladı. "Moskova'da Cami yaptırmış Cumhurbaşkanı Erdoğan. Putin'i de çağırmış. Konuşmasına da besmele ile başlamış. Komünist Rusya'nın televizyonunda da Kur'an okunmuş bu vesileyle" dedi. İstihzai bir gülüş attı arkasından. "Boş versene Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika ve İsrail için çalışıyor" dedi. Taksici arkasına dönüp baktı. Siyah iskarpinleriyle gayet de mantıklı gözüken bir adamdı oysaki…
Taksici sonunda dayanamadı. "Abi, ülkeye Suriyelilerin neden alındığından şikâyet edip sonra Aylan için bir şey yapmayanlar utansın" dedin. Sustum. Oysaki 2 milyon mülteci ülkesinden hicret edip bize sığındı. Koca Avrupa tek bir Suriyeliyi sınırlarına almazken Cumhurbaşkanı Erdoğan onların sığınması için mülteci kampları yaptı. Vatanını terk etmek zorunda kalan bu insanlar için elinden gelen imkânları sonuna kadar sundu.
Sonra ;"Ölen PKK' lıların haberini okuyup, Cumhurbaşkanını şehitlerin ölümünün tek sorumlusu ilan ettin. Yine sustum. Oysaki PKK kurulduğundan beri en çok zayiatı Erdoğan'ın zamanında verdi. Erdoğan, PKK ile anlaşmış olsa neden kalkıp onların kamplarını bombalatsın? Neden PKK 'nın kökünün kazınması için elinden geleni yapsın?
Sonra; Kürt asıllı Yasin Börü 'nün haberini dinleyip arkasından Demirtaş'a ne sempatik adam dedin. Yine sustum. Oysaki Yasin Börü 'yü öldüren PKK'lıları sokağa döken Demirtaş'ın ta kendisiydi. HDP 'nin diğer eş başkanı miting meydanlarında "Biz sırtımızı YPG ye dayadık, PKK'ya dayadık" diyor. Bir başka HDP milletvekili PKK 'ya mühimmat taşırken yakalanıyor. Bütün PKK 'lıların cenazelerini HDP 'li milletvekilleri taşıyor. HDP sayfalarında ölen teröristler için taziyeler yayınlanıyor. Sen hala HDP 'yi "hakperest" , HDP başkanını da "sempatik" olarak niteleyebiliyorsun.
Kusura bakma abi, artık son dediğine gerçekten dayanamadım. Allah'ın komünist Rusya' sında Cami yaptırıp, açılışa Putin'i çağırıp, konuşmasına besmele ile başlayıp, Filistin başkanına konuşma yaptırıp bir de Rusya televizyonlarında Kur'an tilaveti yayınlatan bir Cumhurbaşkanına hala "Amerika ve İsrail için çalışıyor" diyorsan haddini geri dönüşü olmayan bir şekilde aşmış olursun.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal yardımlar konusunda ev hanımlarına, çocuklara ve engellilere birçok imkânlar tanıdı. Bu da yetmezmiş gibi sanatla uğraşan ev hanımlarını SGK' lı yaptı, şehit-gazi çocuklarına eğitim yardımı yaptı. Bu ülkenin belirli bir aristokrat kesimi hariç hiç kimse özel hastanenin önünden dahi geçemezken hatta devlet hastanelerinde bile para ile pislik içinde, günler süren bir çile ile tedavi görülebilirken Erdoğan, halkın devlet güvencesiyle özel hastanelerden yararlanabilmesini sağladı. Devlet hastanelerine randevu sistemini, aile hekimliğini ve birçok reformu getirdi. Bunları bildiğiniz halde görmezden gelip adama "Diktatör" dediniz. Sorarım size; siz hiç hayatınızda halkını bu kadar düşünen, gece gündüz halkı için çalışan ve halkın lehine gerekli olan tüm reformları yapan bir diktatör gördünüz mü?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail' e karşı dünya da tek itiraz eden hatta İsrail'i azarlayan lider olduğu, Yahudi kârını ve kazancını değil İslam ülkeleri vesilesiyle kendi ülkesinin kazancını önde tuttuğu, Yahudilerin maşası olan küresel güçler ile birçok konuda çeliştiği halde adama "İsrail ve Amerika ile iş birliği yapıyor " dediniz. Siz hiç Siyonistlere köstek olan bir işbirlikçi gördünüz mü?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülkeye refahı, hayat standartlarının artmasını, duble yolları, Marmaray'ı, Metrobüs' ü, hızlı treni, yeni metro hatlarını, tüneller açıp dağları delerek kısa şehirlerarası yolları, 3. Köprüyü, yeni ve Frankfurt'a rakip olabilecek durumdaki bir havaalanını, yenilenmiş okul binalarını ve daha bir çok imkanı getirdiği halde siz adama "hırsız" dediniz. Sorarım size; çalan bir iktidar bu kadar yeniliği, bu kadar icraatı nasıl yapabilir?
Gerçekleri ya görmüyorsunuz ya da görmek istemiyorsunuz. Sizin ve temsil ettiğiniz menhus güruhun yaptığı tek şey Anti-Erdoğanizm yapmak. Erdoğan ne derse ve ne yaparsa karşı çıkacağız diye ortak bir şekilde anlaşmışsınız. "Tayyip gitsin de ülke batarsa batsın" mantığındasınız. HDP'li kılığı ve kılıfı altındaki "şehirli PKK'lılar" da, CHP'li geçinen "aklı yok fikri varlar" da, MHP'li ''püskevitçiler'' de, FETÖ örgütü de, Gezi zekâlı Çapulcular da en kibar tabirle hepiniz NANKÖRSÜNÜZ. Her gün Marmaray'a binen, duble yolları kullanan, hızlı trenle seyahat eden, sağlık ve eğitim hizmetlerinden istifade eden NANKÖRLERSİNİZ. Eğer bu yaptığınız nankörlük değilse o zaman HAİNLİKTİR. Senin gibi nankör veya hainlerin taksimde işi yok. İnip Yeşilköy'e kadar kendin yürüyebilirsin.