Yılbaşı akşamını bile kana buladı alçak teröristler. 39 canımıza kastettiler. Reuters haber ajansı dün saldırıyı DEAŞ'ın üstlendiğini geçti. Gerçi PKK yapsa ne fark eder DEAŞ yapsa ne fark eder? Küresel bir saldırı var ve hepsi efendilerine uşaklık yapıyor. Hepsi ihaleyle terör taşeronluğu yapıyor.
Hepsi ayni yerden yönetiliyor. İhale bir FETÖ'ye veriliyor, bir PKK'ya, bir DEAŞ'a. Böyle günlerde, "birlik-dirlik, direnç-kardeşlik" dışında mesaj yazan kim olursa olsun terörün ekmeğine yağ sürer.
***
Sosyal medyada, Yusuf Sabri Dişli isimli kullanıcı olayın ardından büyük terör saldırılarıyla ilgili şöyle bir özet geçti: "Antep: gariban düğünü, Beşiktaş: polis, Ankara: sol, Suruç: HDP, Kayseri: asker, İstanbul: Reina… Sinir uçlarımızı vurarak kırdıracaklar bizi bize?"
Aynen öyle. Terörün hedefinde kimi zaman düğün yapan garibanlar, kimi zaman solcular, kimi zaman HDP'liler, kimi zaman polis-asker, kimi zaman yılbaşını kutlayan insanlar olabilir.
Sinir uçlarımıza dokunacak saldırılarla toplumsal fay hatlarını çatlatmak istiyorlar. 15 Temmuz'da başaramadıkları iç savaş senaryolarını toplumda kaos oluşturacak büyük terör saldırılarıyla yapmak istiyorlar.
Sivil, asker, polis, çoluk çocuk onlar için fark etmiyor. Yeter ki katliam olsun. Yeter ki medya 24 saat onların haberlerini versin. Kamuoyunda propagandaları yapılsın. Ki böyle de oluyor. Tam bir kısır döngü. Neyse…
***
Her alçak terör olayının ardından devleti suçlayıp teröristi öven, onların saldırısına gerekçe üreten bir mantık oluştu.
PKK terör yapınca, "Terör operasyonu yapınca, OHAL deyince böyle olur!"
DEAŞ terör yapınca, "Diyanet 'yılbaşında içki, kumar haramdır' deyince böyle olur!"
DHKP-C savcı katledince, "Baskı, baskı, eylemcilere başka yol mu bıraktınız?" diyorlar.
Bu ve benzeri cümleler kuranları, Paris'teki, Orlando'daki gibi bir kez de saldırıya uğrayanların, mağdurların, devletin yanında göremeyecek miyiz?
DEAŞ'ın alçak saldırısını da Diyanet İşleri'nin içki-kumar çerçeveli açıklamasına bağladılar.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Bu insanlık dışı katliamın bir pazarda ve bir mabette yapılmasıyla eğlence yerinde yapılmasının bir farkı yoktur. Bu gece yapılan bu terörü diğer olaylardan ayıran tek fark toplumda fitne oluşturarak yaşam biçimlerine göre toplumu bölmek ve karşı karşıya getirmektir" dedi.
***
Anlamı "Barış" olan dinimiz, "bir insani öldürmenin bütün insanlığı öldürmekle aynı" olduğunu söyler. Dinimize iftara atmayın bari.
FETÖ'nün ve PKK'nın eskisi gibi güçlü medyası yok artık. Tek hareket alanları sosyal medya kaldı. Bu yüzden bütün provokasyonlar buradan yapılıyor.
Saldırı, "Laikliğe darbe" imiş. Teröristin, Alevi-Sünni, laik-dindar, Kürt-Türk diye bir derdi olduğuna gerçekten inanan var mı?
***
Ne yapmamızı öneriyorsunuz? Bu ülkeyi teröre ve terörün arkasındaki devletlere teslim mi edelim? Ne yapalım ne? Terörün dediklerini yapıp hizaya mı girelim? Onların kulu kölesi mi olalım?
İki hafta önce Beşiktaş ve Kayseri saldırıları üzerine yazmıştım. "Terör canımızı yakarken AK Parti'li mi, CHP'lİ mi, MHP'li mi diye bakmadan öldürüyor. O yüzden teröre karşı hepimiz bir olmalıyız, iri olmalıyız, diri olmalıyız" diye.
Terörün tek istediği bizi ayrıştırmak.
İnadına kardeş olacağız, inadına kenetleneceğiz, inadına terörle mücadele edeceğiz terör yok olana kadar.