Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan hükümeti kurma görevini alan Başbakan Davutoğlu, bayramdan önce CHP, MHP ve HDP genel merkezlerine giderek koalisyon kapsamındaki ilk tur görüşmeleri tamamladı.
Tüm görüşmelerdeki "Nezaket" boyutu dikkat çekti.
Partiler seçimlerden önce kullandıkları dili kullanmayarak milletin benimseyeceği hoşgörülü ve sıcak bir iletişim gerçekleştirdi.
***
Bu yapıcı tutumların, olası bir seçimde, toplum tarafından not edildiğini düşünüyorum.
CHP de MHP de HDP de diyalog kanallarını açık tuttuklarını göstermeye azami dikkat gösterdi.
AK Parti'yi saymıyorum bile. Çünkü 7 Haziran akşamından bu yana Başbakan Davutoğlu, özenli bir dil ve üslup kullanarak millete "uzlaşma" konusunda en samimi partinin AK Parti olduğunu gösterdi.
***
Bu ön görüşmelere gelene kadar liderlerden değişik önerileri işittik.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, daha önce "AK Parti-MHP koalisyonunu" önermişti.
HDP Eş Başkanı Demirtaş da "AK Parti-CHP koalisyonuna" dışarıdan destek verebileceklerini kaydetmişti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli ise öncelikle "AK Parti-CHP" koalisyonunu önerdi. Aslında öneri de değil talimat verir gibi "Kursunlar" dedi. Ardından "AK Parti-HDP koalisyon kursun" dedi. En sonunda ise "AK Parti-CHP ve HDP birlikte koalisyon kursun" diye konuştu.
***
Bahçeli'nin emir kipiyle konuşmasının ve milletin "MHP'ye Ana muhalefet partisi olma görevini verdiğini" söylemesinin altında ne yatıyor?
Yani MHP'lilerin sandığa "Partimiz ana muhalefet olsun" diye gittiğini nasıl varsayıyor? Veya MHP gibi 80 milletvekili çıkaran HDP değil de neden MHP ana muhalefet partisi oluyor?
Hem Bahçeli, "Bu koalisyonlar ülkeyi uçuruma götürür, ben de aradan sıyrılırım" diyorsa, o zaman MHP'nin milliyetçiliği nerede kalıyor?
***
İlk tura bakarak özellikle "AK Parti-CHP koalisyonu" konusunda neredeyse kabine paylaşımına başlayanları pek dikkate almamak lazım.
Çünkü kutuplaştırma konusunda mahir "öteki" CHP'liler daha sahne almadı.
Özellikle CHP'nin, "nezaket" görüşmelerinden sonra "hınçlı" tabanın 'taleplerini' gündeme getireceğini düşünüyorum.
Önümüzdeki günlerde, yani ikinci tur görüşmelerin ardından partilerin de seçmenin de koalisyonla ilgili öngörüleri biraz daha netleşir.
"Nezaket süreci devam ederse koalisyon kurulur" diyenler kadar nahif düşünmüyorum. Bu sürecin eni sonu yeni bir seçimle sonuçlanacağını tahmin ediyorum. Ülkemiz için hayırlısı neyse o olsun…
Not: Dün Suruç'ta yaşanan terörist katliamda 30 canımızı kaybettik. Hiç olmazsa böyle zor günlerde ayrıştırıcı dili bırakıp dayanışma içinde olmamız lazım. Her ötekileştirici söylem tam da teröristlerin istediği provokasyon için zemin hazırlıyor. Ölenlere rahmet yaralılara acil şifa ailelerine de sabır diliyoru