İki hafta önce "HDP ve MHP'yi buluşturan ortak hedef" başlıklı bir yazı yazmıştım. Bugün de CHP ile HDP'nin "Paralel bir çatı altındaki" dil birliğine dikkat çekmek istiyorum.
Paralel Yapı, 'dershanecilik', 'okulculuk ' yaptığını iddia ettiği günlerde de Kürt meselesinde çok 'hassas'tı! Emniyet ve yargıya sızdırdığı elemanlarının kumpasları, darbe girişimleri ortaya çıkmadan önce, çok milliyetçi ve Kürt alerjisi olan yapıydı Paraleller.
Devletin Oslo'da PKK'yı silah bırakmaya ikna için çalıştığı günlerde Paralel savcı ve polisler, eline silah almamış on bine yakın KCK'lıyı plastik kelepçelerle içeri tıkıyordu. Demirtaş o günlerde Okyanus ötesine sert mesajlar gönderiyordu. Paralel Yapının medyası da Hükümet'i güvenlikçi politikaları terk edip müzakere yaparak 'ihanetle' suçluyordu.
***
Bugün aynı Paralel yapı HDP'yi cilalıyor. HDP de daha önce nefret ettiği Paralel'e toz kondurmuyor. KCK tutuklamalarında binlerce insanı elleri kelepçeli sıraya dizip fotoğrafını çeken Paraleller şimdi kalkmış 'HDP' diyor. HDP de buna çanak tutuyor. HDP kimlerle işbirliği yapıyor görsün Kürtler. Bu Paralellere güvenen HDP'den Kürtlere hayır gelir mi?
***
Cumhurbaşkanlığı seçiminde "Ekmek için" İhsanoğlu'na oy veren Paralel yapı, daha bir yıl geçmeden açık açık "AK Parti gitsin diye" düne kadar "terörist" dediği HDP'ye oy vereceğini söylüyor. Paralel medyadan biri kendi tabanına sosyal medyadan aynen şöyle sesleniyor: "Elim HDP'ye oy vermeye gitmez diyenleri anlamıyorum. Zira HDP'ye vermediğiniz her oyu aslında AKP'ye vermiş olacaksınız."
Biz yıllar içinde Paralel yapı için tek kutsalın kendi çıkarları olduğunu, yurtdışında kötüledikleri Türkiye'yi zerre umursamadıklarını gördük. HDP'nin, geçen seçimde Kılıçdaroğlu'na 'kaset desteği' sağlayan Paralel Yapı'nın yeni projesinde rol alması, Kürt sosyolojisinde nasıl yankı bulacak, 7 Haziran akşamı göreceğiz?
***
Star TV'de Nazlı Çelik Bilgili, canlı yayında parti liderleriyle röportajlar yapıyor. Geçtiğimiz günlerde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu konuktu. Bilgili, Kılıçdaroğlu'ndan diğer siyasi parti liderleri için birer cümle kurmasını istedi.
Kılıçdaroğlu parti liderlerini şöyle tanımladı:
-Davutoğlu, gölgede kalan, İradesini kullanamayan, vesayet altında bir lider!
-Demirtaş genç, dinamik esprili.
-Bahçeli, olgun, devlet adamı kimliği ağırlıklı.
***
Nazlı Çelik Bilgili, Pazar akşamı da HDP Eş Başkanı Demirtaş'ı konuk etti ve Kılıçdaroğlu'na sorduğu aynı soruyu ona sordu.
Demirtaş da parti liderlerini şöyle tanımladı:
-Davutoğlu, başbakanlığa heves etmiş bir kişi fakat öyle görünüyor ki tamamlayamayacak bu hevesi.
-Kılıçdaroğlu, Kemal bey beyefendi.
-Bahçeli,olgun bir siyasetçi.
***
Enteresan değil mi? Kılıçdaroğlu ile Demirtaş'ın Başbakan hakkındaki düşünceleri aynı; Davutoğlu'nu "Vesayet altında" diye tanımlıyorlar. Kılıçdaroğlu ve Demirtaş'ın MHP lideri Bahçeli için tanımları da aynı; "Olgun!"
Yani CHP ve HDP için MHP de dahil tüm partiler "iyi", "Güzel", "Sempatik", koalisyon kurulabilir partiler.
Ama AK Parti öyle değil. AK Parti söz konusu olunca 'Ortak düşman'dan bahsediliyor gibi tüm negatif ve olumsuz cümleleri sıralıyorlar.
İki liderin bu bakışı bile 7 Haziran için "Üst Akıl"ın kurguladığı oyunu görmeye yeter.
Bakalım 12 gün sonra millet ne diyecek?