MHP lideri Bahçeli'nin Tunceli'ye gittiği gün CHP lideri Kılıçdaroğlu da Diyarbakır'daydı.
Kılıçdaroğlu, Kürtlerin yüzde 80'in üzerinde destek verdiği Çözüm Süreci ile ilgili ne diyeceğini merak ettim.
2010 yılında referandum öncesi Tunceli'ye giden Kılıçdaroğlu orada, "'Hayır' deyin genel affın yolu açılsın" demişti.
Genel affı bile telaffuz eden bir siyasiden beklentimiz olması normaldi.
En azından Çözüm Süreci ile ilgili samimi cümleler kuracak beklentisindeydim.
Gerçekten samimi cümleler kurdu, hatta belki de fazla samimi(!) Israrla sürece 'karşı olmadığını' vurgulayan Kılıçdaroğlu, ancak Çözüm Sürecini başlatan AK Parti'yi en sert şekilde eleştirmeyi, taraflar arasındaki müzakereyi yerin dibine sokmayı ihmal etmedi.
'Öyle ki bize oy vermediğiniz için süreci desteklemiyoruz' anlamına gelecek itirafta bile bulundu.
Haberlere göre, Diyarbakır'da STK temsilcilerinin sorularına cevap veren Kılıçdaroğlu onlara sitem ederek "Hem çözümün parçası olmamızı istiyorsunuz hem de oy vermiyorsunuz" dedi.
Tersten okuyalım. "Oy vermiyorsunuz diye biz de çözümün parçası olmuyoruz!"
Evet bu kadar net.
CHP'nin sürece karşı olmasının bundan daha kestirme açıklaması olabilir mi?
Aynı geziyle ilgili Sabah Gazetesi'nden Hüseyin Kacar'ın geçtiği bir haberdeki detayda çok ilgimi çekti.
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bir ayakkabı boyacısı Kılıçdaroğlu'nun önünü kesmiş. 60 yaşındaki Vahit Çetin, çözüm süreci için cesaretli olmasını ve ağırlığını koymasını istediği Kılıçdaroğlu'na "Burada başka Ankara'da başka konuşuyorsunuz. Barışı getirmek için siz de biraz çalışın" demiş.
CHP'nin barış ve huzura, kanın akmasını önleyen sürece karşı çıkmasını Vahit amca o kadar güzel özetlemiş ki üzerine laf koymak ayıp olur; "Barış için siz de biraz çalışın!"