Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül sonunda konuştu.. "..Ben istemedim.." dedi.. "..Beni istediler.." dedi.. ".. Geniş mutabakat arayın dedim.." dedi.. "Bulamadılar" dedi..
**
Yani Sayın Gül, Erdoğan'ın karşısına 'tek aday' olarak çıkartıyorsanız çıkarım demiş.. Demek ki bu vakte kadar yazılanlar çizilenler doğruymuş.. ".. hakkımda iler geri konuşan AK Partili arkadaşlar, başlarını ellerinin arasına alıp düşünsünler.." diyor ya. Düşünecek bir şey yok. Sayın Gül ciddi ciddi Erdoğan'a rakip olmak için bir operasyonun içinde yer aldığını ikrar ediyor. Üstelik de bunu açıklarken öyle yaralayıcı bir üslup kullanıyor ki, evlere şenlik.. ".. Gelecekle ilgili kaygılarım varken toplumun büyük kesiminden de talep gelince böyle bir sorumsuzluk göstermeyeceğimizi de ifade etmişimdir…" Gelecekle ilgili kaygılar mı?.. Erdoğan'ın göreve devam etmesinden kaygılı yani 'Kardeşim Gül'..
**
Zaten konuşmasının başında arka arkaya yaptığı tespitler, Erdoğan liderliğindeki Türkiye'yi nasıl gördüğünü de apaçık anlatıyor.. Diyor ki Gül; "… Hepimiz şahidiz ki Türkiye yakın tarihinin en zor dönemlerinden biri içerisinde. İç ve dış şartlarda büyük zorluklarla karşı karşıyayız. İçeride daha çok huzura, güvene ihtiyaç varken maalesef daha çok kutuplaşma, ayrışma, korku ve kaygı ortamı var. Dışarıda ise tarihimizin çok ciddi beka sorunlarıyla karşı karşıyayız. Ekonomik kaygıların da ciddi seviyelere ulaştığını görüyoruz. Ayrıca hamasetin, karşılıklı hakaretlerin siyaseti esir aldığını görüyoruz. Türkiye için neyin iyi olduğunu konuşmak yerine kişiler üzerinden saldırılarla meşgulüz…" Kendi partisinin iktidarda olduğu bir dönemi böyle anlatan kişi, o partinin ilk Başbakanı ve ilk Cumhurbaşkanı.. CHP'nin bu ülkede siyaset yapmak için argüman üretmeye ihtiyacı yok.. Alsın Sayın Gül'ün bu suçlamalarını, 'tespit' diye anlatsın meydanlarda.. Bir de merak ediyorum.. Ülke bu kadar felakete son dört yılda mı sürüklenmiş?. Gül'ün Cumhurbaşkanlığı sırasında herşey mükemmelmiş de, Erdoğan direksiyona geçince mi 'mahvolmuşuz'?..
**
Değerli dostlar ben size bir şey söyleyeyim mi?.. Sayın Gül çıkıp da; ".. hiç bir vakit aklımdan aday olmak gibi bir şey geçmedi, sonuna kadar Erdoğan'ın arkasındayım.." da deseydi, zaten artık kurtarır tarafı kalmamıştı.. Siyasi finali, partinin bir büyüğü olarak yapmak yerine kendini sıfırlayarak yapmayı tercih etti.. Kendisine hiç tereddüt etmeden altın tepside cumhurbaşkanlığını sunan adamı 'devirme' planlarının baş aktörü olarak suç üstü yakalandı.. Diğer suç üstü yakalananlar çıkıp kameralar önünde nedamet getirdiler ancak Gül onu dahi yapma gereği hissetmedi.. Anlaşılan kıymetli eşinin, 'asıl şimdi ben başlatıyorum intifadayı' dediği o intifada çoktaaaan başlamış.. Hiç bir yerde değilse gönüllerde başlamış..
**
En son cuma günü Meral Akşener, siyasi şantajı görüp oyunu bozana kadar kapalı kapılar arkasında gizli kapaklı pazarlıklarını sürdürdüğü apaçık görülüyor.. Herkes herşeyin farkında.. Ve anlaşılıyor ki, seçim takviminin öne çekilmesi uzun vadeli bir planın akamete uğratılması bakımından da çok hayırlı olmuş.. Abdullah Gül, Erdoğan'ın seçimin erken yapılmasına ikna olmayacağından o kadar eminmiş ki, bütün planlarını 2019'a göre yapmış.. Hatta yakın çevresinden öğrendiğimize göre bir de 'manifesto' hazırlığı içindeymiş.. Söz konusu 'Manifesto' hangi şartlarda verilecekti henüz netleşmemiş.. Yani bir televizyon programına katılıp orada bizzat sayın Gül mü açıklayacaktı. Yoksa Cumhurbaşkanlığı adaylığına giden süreçte seçim kampanyasının mottosu olarak mı ilan edilecekti net değil.. Ne var peki bu manifestoda?..
İnsan hakları, temel hak ve özgürlükler, demokratikleşme, toplumsal barış ve uzlaşma, ekonomi, komşularla ilişkiler hatta lgbt hakları.. Temel Karamollaoğlu'nun sinsice yürüttüğü süreç neticesinde yavaş yavaş ve sindire sindire hazırlandığı anlaşılıyor yeni planın.. Fakat olmadı işte.. Sayın Gül kaybetti.. Hem de yarışa girmeden kaybetti. Sayın Karamollaoğlu kaybetti. Bir önceki yönetimin FETÖ'nün emrine verdiği Saadet Partisi'ni yeniden milletle buluşturma imkanı varken kaybetti.. Bazı şeylerin ne kadar hayırlı olduğunu açıkça görmüş olduk bu sayede..