Muğla'da, doğadan topladıkları mantarı önce yiyen daha sonra karın ağrısına iyi geleceği düşüncesiyle suyunu kaynatarak içen kadın yaşamını yitirdi, annesi ise yoğun bakım ünitesinde tedavi görüyor. Menteşe ilçesi Fadıl Mahallesi'nde ormanlık alandan topladıkları mantarı yiyen 57 yaşındaki Mükerrem Akgül ile annesi 80 yaşındaki Fatma Koçar birkaç gün sonra rahatsızlandı.
Dikkat bu mantarlara sakın el sürmeyin! Zehirli ıspanaktan sonra zehirli mantar alarmı...
ÖLÜM NEDENİNİN MANTAR OLDUĞU BELİRLENDİ
İlk önce rahatsızlıklarını önemsemeyen anne Fatma Koçar, beş gün sonra kusma ve mide bulantısı şikayeti artınca baygınlık geçirdi. Bunun üzerine 112 Acil Servis ekiplerinden yardım istendi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Koçar'a yapılan tetkiklerde mantar zehirlenmesine bağlı böbrek yetmezliği geliştiği belirlendi.
Acil serviste yapılan ilk müdahalenin ardından hastanenin yoğun bakım ünitesinde tutulan ve diyaliz tedavisi de alan Koçar'ın hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi.
Karın ağrısını geçireceği düşüncesiyle yediği mantarın suyunu kaynatarak içen Mükerrem Akgül de rahatsızlığı artınca annesinin tedavisinin sürdüğü hastaneye götürüldü. Akgül, müdahaleye rağmen çoklu organ yetmezliğinden hayatını kaybetti.
Zehirlenme belirtilerine rağmen hastaneye gitmemişler
Hastalara müdahalede bulunan doktorlardan MSKÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Kırlı, Ege ve Muğla'da mantarın çok sevildiğini, özellikle yağışların ardından doğada fazlaca bulunduğu için vatandaşlar tarafından çok toplandığını söyledi.
Toplumda zehirli mantarlar konusunda yeteri kadar bilinç olmadığını vurgulayan Kırlı, şunları kaydetti:
"Bu nedenle mantar zehirlenmesi nedeniyle hastanemize gelen kızı kaybettik, annenin yoğun bakım ünitesinde tedavisi devam ediyor. Yaşanan mantar zehirlenmesindeki en büyük sıkıntı iki kişinin topladıkları mantarı hem yemesi hem de kızın mantarın suyunu kaynatıp içmesi. Bu kişiler mantar yedikten sonra kusma ve karın ağrısı şikayetleriyle zehirlenme belirtileri olmasına rağmen hastaneye biri beş, diğeri yedi gün sonra müracaat etti. Hastalardan birinin bize geldiğinde ciddi anlamda böbrek yetmezliği vardı."
Mantar zehirlenmelerinde acil müdahalenin önemine dikkati çeken Kırlı, vatandaşlardan bilmedikleri mantarı yememesi ve bazı hastalıklara iyi geldiği düşüncesiyle mantar suyunu kaynatıp içmemeleri uyarısında bulundu.
"Mantarları çok iyi tanımak lazım"
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Allı ise sonbahar yağmurlarıyla doğada fazlaca görülmeye başlanan mantarın, zehirlenme olasılığına karşı rastgele toplanıp tüketilmemesi gerektiğini bildirdi.
Mantar zehirlenmelerinin temelinde bilgi eksikliğinin yattığına işaret eden Allı, bilimsellikten uzak bazı yanlış inanışların da bu durumu olumsuz etkilediğini söyledi.
Mantar türlerinin birbirine benzediği için karıştırma ihtimalinin yüksek olduğuna değinen Allı, şunları kaydetti:
"İnsanların zehirli mantarları ayırt etmesi çok zor. Ülkemizde 2 bin 500 civarında mantar var. Bunlardan 100'ü zehirli, 10'u da öldürücüdür. Eğer mantarı tanımıyorsanız doğada bunlara rastlamanız mümkün. Muğla'da "çintar" diğer bölgelerimizde "merkit", "kanlıca" ismiyle bilinen mantar şu sıralar bol miktarda toplanıyor ve satılıyor. Fakat siz mantarları tanımıyorsanız ikinci kez yeme şansınız ortadan kalkabilir. Mantar zehirlenmesinin olduğu bölgeye giderek mantarları topladık. Çintar diye başka bir mantarı toplayıp kaynatarak suyunu içmişler ve zehirlenmişler. Bu nedenle mantarları çok iyi tanımak gerek."
"Erken müdahaleyle hastalarımızı sağlığına kavuşturabiliyoruz"
MSKÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Nefroloji Bölümü Öğretim Üyesi Doçent Doktor Bülent Huddam ise doğal ortamlarda yetişen ve yapısında zehirli madde bulunan şapkalı mantarların taze, kurutulmuş, konserve, çiğ veya pişirilerek yenmesinin fark etmediğini dile getirdi.
Bunların yenilmesi sonucu ölümle sonuçlanan vakalarla karşılaştıklarını vurgulayan Huddam, şöyle konuştu:
"Burada dikkat edilmesi gereken en önemli şey mantarın ne zaman ve nasıl yenildiği. Kaç kişinin bu mantarı tükettiği de çok önemli. Bunların hepsi bizim tanı koymamızda önem taşıyor. Hastalar kusma, sersemlik, nabızda artış, terleme gibi bulgularla bize geliyor. Genellikle mantar tüketildikten 6 saat sonra zehirlenmeler ortaya çıkıyor. Bazen bu 2-3 güne de çıkabiliyor. Ciddi mantar zehirlenmeleri karaciğer ve böbrek yetmezliğine yol açarak ölümle sonuçlanabiliyor. Bu dönemde özellikle mide ve bağırsak sistemini etkileyen bozukluklarla hastalar karşımıza geliyor. Bunun tanısı çok kolay. Hastanın mantar yediğini söylemesi ve basit bir kaç laboratuvar tetkikiyle tanı konulabiliyor. Biz erken müdahaleyle hastalarımızı sağlığına kavuşturabiliyoruz."