Toplam 109 ayeti bulunan Yunus Suresinin; 40, 94, 95 ve 96. Ayetleri Medine döneminde diğer ayetleri Mekke döneminde inmiştir. Kur'an-ı Kerim içerisinde sıralama olarak 10. İniş sıralaması olarak 51. Suredir. Bu surede genel olarak; Yunus, Nuh ve Musa Peygamberlerin kıssalarına yer verilir. Bu sure ismini içerisinde yer alan Yunus kıssasından alır.
Ve in yemseskallâhu bidurrin fe lâ kâşife lehu illâ huve, ve in yuridke bi hayrin fe lâ râdde li fadlihi, yusîbu bihî men yeşâu min ibâdihi, ve huvel gafûrur rahîm (rahîmu).
Allah sana bir zarar verecek olursa, onu O'ndan başka giderecek yoktur. O senin hakkında bir iyilik dilerse onun lütfunu engelleyebilecek de yoktur. Bunu kullarından dilediğine nasip eder. Bağışlayan ve esirgeyen O'dur
Yunus suresinin 104-109. ayetleri içerisinde bu ayeti de kapsayan bir tefsir söz konusudur;
Peygamberlerin görevi Allah tarafından bildirileni olduğu gibi insanlara tebliğ etmek ve ilâhî mesajın doğru anlaşılması için gereken çabayı sarf edip insanları aydınlatmaya çalışmaktır (105. âyetteki "hak din" diye çevirdiğimiz "hanîf" kelimesinin açıklaması için bk. Bakara 2/135).
İnsan bir taraftan kendi sorumluluğunu göz ardı etmeden üzerine düşeni yerine getirmeye çalışırken, bir taraftan da hiçbir güç ve iradenin yüce Allah'ın güç ve iradesine sınır getiremeyeceğinin bilincinde olmalı ve yalnız O'ndan yardım dilemeli, O'na sığınmalıdır.