İstanbul Boğazı'nın Anadolu kıyısında muhteşem Boğaz ve Yavuz Sultan Köprüsü manzarasıyla hergün ziyaretine gelen binlerce kişiyi kendine aşık eden en az 800 yıllık bir tarihe sahip Yoros Kalesi âdeta kaderine terk edildi. Yerli ve yabancı turistlerin ve de aşıkların İstanbul'da en çok ziyaret ettiği noktalardan biri olan kaleye yalnızca bir duvar kovuğundan girilebiliyor. Kale içinde uzayan otlar ilgisizliği net şekilde gösteriyor. Kaleye ulaşmak isteyen ziyaretçiler, yağışlı havalarda ise çamurlu patika yoldan geçmek zorunda kalıyor.
Kalenin ayakta kalan burçlarında taşların tehlike saçtığı hemen göze çarparken bu durum, kalenin iç kısmında surların ve burçların dibinde dolaşanlar için büyük bir tehdit oluşturuyor. Her an düşebilecek durumdaki taşlara rağmen insanlar burçların çevresinde geziyor. İBB, 2020'de ve 31 Mart seçimleri sürecinde zaman zaman Yoros Kalesi'nin restore edileceğini açıkladı ancak şimdiye dek henüz bir adım atılmadı.
İstanbul Boğazı'nı kontrol etmek amacıyla Bizans İmparatorluğu tarafından yapıldığı kabul edilen ve 1348 yılında Karadeniz'de ticaret üstleri bulunan İtalyan şehir devleti Cenevizliler'in eline geçen en az 800 yıllık tarihe sahip Yoros Kalesi, kaderine terk edildi. Anadolu yakasında Boğaz'ın hemen yanı başında bulunan Yoros Kalesi, hem eşsiz Boğaz manzarası hem de Yavuz Sultan Selim Köprüsü manzarasıyla İstanbul'un eşsiz yapılarından biri olmasına rağmen ilgisizlik ve bakımsızlıkla baş başa kaldı. Hergün çok sayıda yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği tarihi kaleye küçük bir duvar kovuğundan girilebiliyor.
DUVAR KOVUĞUNDAN GİRİLİYOR
Giriş olarak kullanılan bu duvar kovuğunun etrafı yazılarla kaplı olduğu görülürken buradan kaleye girenleri eşsiz bir manzarayla birlikte sahipsiz kalmış bir Yoros Kalesi karşılıyor. Bir tarafında İstanbul Boğazı bir tarafında ise Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün görüldüğü Yoros Kalesi'nde kalenin avlusunu kaplayan otlar ziyaretçilerini karşılıyor. Kalenin ayakta kalan burçlarında taşların tehlike saçtığı hemen göze çarparken bu durum, kalenin iç kısmında surların ve burçların dibinde dolaşanlar için büyük bir tehdit oluşturuyor. Her an düşebilecek durumdaki taşlara rağmen insanlar burçların çevresinde geziyor.
ÇÖPLER TARİHE GÖLGE DÜŞÜRÜYOR
Yoros Kalesi'nin sahip olduğu iç avlusunu tamamen otların kapladığı görülüyor. Kalenin dökülmeye başlayan surlarının dibinin, gece burada ateş yakanların attığı çöpler ve tüketin içecek ve alkol şişeleriyle dolduğu göze çarpıyor.
2020 YILINDA ÇALIŞMALAR BAŞLAYACAKTI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından zaman zaman restore edileceği yönünde açıklamalar yapılan Dünyanın önemli merkezlerinden biri olan Roma İmparatorlu ile Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapan İstanbul'un önemli tarihi noktalarından biri olan Yoros Kalesi'nin içler acısı hali hakkında şuana kadar tek bir adım atılmış değil. 2020 yılında dönemin İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat tarafından ziyaret edilen ve en kısa sürede restorasyon çalışmalarının başlatılacağı açıklanana kale için CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da restore edileceğini açıkladı ancak somut bir adım atılmadı.
ADI DAĞ ANLAMINA GELİYOR
Kalenin adının nereden geldiği kesin olarak bilinmezken "Kutsal yer" anlamına gelen Hieron'dan geldiği görüşü oldukça yaygın olmakla birlikte, Antik Çağ tanrılarından Zeus'un sıfatı olan "uygun rüzgarlar" anlamına gelen ourios'tan geldiği de belirtiliyor. Ayrıca Yoros adının doğrudan doğruya "dağ" anlamındaki orostan geldiği de düşünülmektedir.
Anadolu yakasında bulunan ve Boğaz'ın Karadeniz girişinin doğu tarafında bulunan, Rumeli Kavağı üzerinde bulunan İmros Kalesiyle birlikte boğazın girişini kontrol etmek amacıyla kurulan kalenin Bizans yapısı olduğu kabul edilmektedir. 14. yüzyılın başlarında, 1305'te kale, Şile Kalesi ile birlikte Türklerin eline geçmiş, ancak fazla bir süre elde tutulamamıştır. 1348'den itibaren de, Karadeniz ticaret yolu hâkimiyetine sahip bulunan Cenevizliler buraya hâkim olurlar.
İSTANBUL'UN FETHİYLE TAMAMEN TÜRKLERİN ELİNE GEÇTİ
Fakat 14. yüzyılın sonlarında, Boğaziçi'nin Anadolu yakasına tamamen hâkim olan Osmanlılar tarafından tekrar fethedilmiştir. İstanbul'un fethinde Yoros da artık Türk hâkimiyetine girer. Osmanlı Devleti'nin hemen her tarafındaki kıyı kalelerini tamir ettiren veya yenilerini yaptıran II. Bayezid burasını da tamir ettiriyor, içine Yoros Kalesi Mescidi denilen bir ibadet yeri yaptırır. Sonraları kale dizdarı Mehmed Ağa da bir hamam inşa ettirdi.