Mardin'de yaşayan ve 12 yaşından bu yana tokluk hissi oluşmadığı için yediği yiyecekler nedeniyle sürekli kilo alan ve kısa bir süre önce 229 kilograma ulaşan Cuma Özalbayrak (28), sağlık durumunun bozulması üzerine bir süre önce yakınları tarafından getirildiği Dicle Üniversitesi (D.Ü) Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı.
Hastanede yapılan tahlil ve inceleme sonucunda Özalbayrak'ın tokluk hissetmediği tespit edildi. Daha sonra Dicle Üniversitesi ile Cambridge Üniversitesi iş birliğiyle İngiltere'de, Cuma Özalbayrak'ın DNA'sı incelemeye alındı. Araştırmada günlük ritm düzenlemesini ve açlık-tokluk hissini kontrol eden ''proopiomelanokortin'' hormonunun çok önemli bir iştah baskılayıcı olan Alfa-MSH (melonokertibostimül hormon) sentezinde bozukluk tespit edilirken, Özalbayrak'ın dünyada ''tokluk'' hissetmediği tespit edilen 2 hastadan biri olduğu belirlendi.
229 kilogram ağırlığı nedeniyle nefes alamadığı için kritik durumda olan Özalbayrak'ın hastaneye getirilmesinde 2 gün daha gecikmesi halinde hayatını kaybetme ihtimalinin yüksek olduğu kaydedildi. Yapılan yoğun tedavi ve özel diyet sonucunda Özalbayrak, 40 gün sonunda yaklaşık 20 kilo vererek, 209 kilograma indi.
Dünyadaki 2 hastadan biri
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alparslan Tuzcuoğlu, 10 yıldan bu yana takip ettiği Özalbayrak'ın yapılan tetkiklerde açlık tokluk hissini kontrol eden ''proopiomelanokortin hormonundaki'' bozulma nedeniyle ''doyma hissi'' oluşmadığını söyledi. Bu bozukluğa bağlı olarak hastanın gün içinde sınırsız besin tüketimine bağlı aşırı kilo aldığını vurgulayan Tuzcuoğlu, şöyle dedi:
''Cambridge Üniversitesi Öğretim Üyesi Sedef Farugia ile hastayla ilgili araştırma yaptık. Araştırmada Özalbayrak'ın DNA örneğini İngiltere'de incelemeye alındı. Özalbayrak'ın, DNA'sında bozulma tespit ettik. Açlık ve tokluk hissini kontrol eden ''proopiomelanokortin hormonundaki'' Alfa-MSH (İştah baskılayıcı) sentezi yeterince üretilmediği için hastada doyma hissi oluşmuyor. Araştırmada Özalbayrak'ın ayrıca dünyadaki 'tokluk' hissetmeyen iki kişiden biri olduğu belirlendi. Diğer hasta İngiltere'de yaşıyor. Bozulma genetik olabileceği ihtimali nedeniyle Cuma'nın 17 yaşında 83 kilogram ağırlığındaki kardeşini de takip edeceğiz.''
''Durumu kritikti''
Prof. Dr. Tuzcuoğlu, Özalbayrak'ın 40 günlük tedavi ile yaklaşık 20 kilo verdiğini ancak taburcu ettiklerinde yeniden kilo alma ihtimali nedeniyle onu hastanede kontrol altında tutmaya karar verdiklerini söyledi. Hastanın yaklaşık 30 kilogram daha zayıflaması için çaba gösterdiklerini bildiren Tuzcuoğlu, şöyle devam etti:
''Hedeflenen kiloya inmesi durumunda mideye kelepçe takılması uygulaması yapılabilir. Bu aşamaya gelindiğinde cerrahlarla bu durumu değerlendireceğiz. Hastamız bize geldiğinde solunumda yaşadığı sıkıntı nedeniyle durumu kritikti. 2 gün daha gecikseydi Cuma'yı kaybedebilirdik. Çünkü yürüyemiyor ve nefes alamıyordu. Bir adım atacak hali bile yoktu. Ancak tedavi ile nispeten düzeldi. Artık kendi ihtiyaçlarını nispeten karşılayıp, klinik içerisinde küçük turlar atabiliyor. Bu iyi bir gelişme. Çünkü Özalbayrak bize geldiğinde uzanmasını istediğimizde nefesi kesiliyordu. Bu durumda 240 kilogram ağırlığındaki bir hastamız ameliyata giderken ambulansta uzandığı için hayatını kaybetmişti. Bu hastalarda hareketsizlik de riski artırıyor. Cuma'ya her gün ödev veriyoruz. Buna göre yürüyüş yapmazsa yemeği de hak etmiyor.''
''Ölmek istiyordum''
Hasta Özalbayrak ise 12 yaşından beri kilo aldığını, tokluk hissetmediği için ne kadar yemek yese de doymadığını söyledi. Kiloları nedeniyle hayatın çekilmez hale geldiğini ifade eden Özalbayrak, gençliğini yaşayamadığını, çok zaman ölmek istediğini belirtti. Özalbayrak, kilo sorunu nedeniyle okula gidemediğini ve çalışamadığını, özürlü maaşı ile geçindiğini anlatarak, şöyle dedi:
''Kilom nedeniyle hayatıma son vermek istedim. Burada doktorlara da yaşamak istemediğimi söyledim. Çünkü artık nefes bile alamaz hale geldim. Hareket edemiyorum. Hareketsiz kaldığımda da hayatım riske giriyor. Çocuklar kilom yüzünden benimle dalga geçiyor. Okula gidemediğim için okuma yazma bilmiyorum. Cahil kaldım. Kendi ihtiyaçlarımı karşılayamıyorum. Babam hamallık yaparak geçimimizi sağlıyor. Arabaya dahi sığamıyorum. Mardin'den hastaneye gelirken otobüste benden 2 yolcu parası isteniyor. Sürekli açım, bir oturuşta 5 ekmek yerim. Ankara'da bir hastaneye gittiğimde 40 kilo verirsem beni ameliyat edebileceklerini söylemişlerdi. Ancak bu kadar kilo vermem benim için imkansızdı.
Üniversite hastanesine geldiğimde krize girmiştim. 10 yıldan bu yana tedavimi gerçekleştiren hocam beni yaşama döndürdü. Bana burada iyi bakıyorlar. Etli yemekleri ve tatlıyı çok sevmeme rağmen kilo vermeye kararlıyım. Artık insan gibi yaşamak istiyorum. Burada diyet yaparken kontrol altındayım. Bu nedenle kendimi iyi hissediyorum. 40 günde yaklaşık 20 kilo verdim. Daha da vereceğim ve ameliyat olarak bu rahatsızlıktan kurtulacağım.''
Özalbayrak, en büyük hayalinin zayıfladığında yaşıtları gibi gezebilmek, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmek, spor yapmak ve çalışmak olduğunu sözlerine ekledi.