Yeni Zelanda, 15 Mart'ta Nur Camii ve Linwood İslam Merkezi'ne yönelik ırkçı saldırılarla sarsıldı. Saldırıda 51 masum sivil öldü, çok sayıda kişi ise yaralandı. Geride ise yürek burkan hikâyeler kaldı. Bunlardan biri de, geçmişi sürgün ve göçlerle dolu olan ve son olarak Suriye'den Yeni Zelanda'ya göç eden Hacımustafa Ailesi oldu. Olayda, ünlü bir at yetiştiricisi olan Halit Hacımustafa (42) ile çok sayıda şampiyonluk kazanmış bir jokey olan büyük oğlu Hamza (16) katliamda hayatını kaybetti. 12 yaşındaki küçük oğlu Ziyad Hacımustafa ise yaralandı. 8 yaşındaki kızı Zeynel ise arkadaşına gittiği için olay yerinde yoktu. Eşi Selva Hacımustafa'nın dedeleri, Rusya'nın büyük Çerkes sürgününden evvel, 180 yıl önce Osmanlı'ya sığınmıştı. O dönem Kafkaslar'daki savaştan kaçan aile, Osmanlı'nın Şam eyaletine (Suriye'ye) yerleşti. En son Suriye'de 2011 yılında patlayan iç savaş nedeniyle bir kez daha göç yolu göründü. 32 yaşındaki Mecit Muhammed, Golan Tepeleri'nde yaşıyordu. Ablası Selva ise Şam civarındaydı. Savaştan ve yıkımdan kaçan Mecit, 2013'te Türkiye'ye sığındı. Yalova'ya yerleşip, hayvancılıkla uğraşmaya başladı. Yalova'da bir çiftçinin yanında çalışan ve keçilere bakan Mecit, 3 çocuğu ve eşiyle mutlu ve huzurlu bir hayat sürüyordu. Çocuklarının en büyüğü 6.5 yaşında ve okula gidiyordu. Diğer çocukları ise 3.5 ve 2 yaşında olan Mecit, Yeni Zelanda'dan gelen acı haberle yıkıldı. Suriye'den Ürdün'e, oradan da Yeni Zelanda'ya geçen (saldırıdan 7 ay önce) ablası dul kaldı, eniştesini ve yeğeni ise ölmüştü. Bir yeğeni de yaralıydı. Mecit Muhammed, 7 yıldır görmediği ablasına ve yeğenlerine kol kanat gerebilmek için Yeni Zelanda'ya gitmek istedi. Bu arzusunu SABAH aracılığıyla yetkililere duyurdu. SABAH'ta, "Üçüncü sürgünde teröre kurban gittiler" başlığıyla çıkan haberde Mecit Muhammed, "Elhamdülillah biz burada çok rahat ettik. Türk milleti ve devleti herkes bize çok sahip çıktı. Atalarım 180 yıl önce Kafkaslar'daki katliamdan kaçtığında da sizin dedeleriniz kucak açtı. Katliamda ailesini kaybetti ve tek kaldı. Oraya gitmek, ona destek olmak istiyorum." dedi.
ABLASI, SABAH'IN HABERİNİ GÖSTERDİ
Abla Selva, kardeşinin gazetede çıkan haberini Yeni Zelanda hükümetine göstererek Mecit'i yanına istedi. Mecit'e Yeni Zelanda ve Türk Dışişleri Bakanlığı yardım elini uzattı. Bu talebe olumlu bakan Yeni Zelanda, Türkiye'ye yazı gönderdi. Hemen harekete geçen Dışişleri Bakanlığı, Mecit Muhammed'e her türlü kolaylığı sağlayarak bu ülkeye gitmesini sağladı. Yeni Zelanda'ya kabul edilen Mecit'in sonunda yüzü güldü ve dul kalan ablası ile yetim kalan yeğenleri Ziyad ve Zeynel'e kavuştu. Mecit'i gittiği şehrin valisi karşılayarak o ülkede yayın yapan gazetelere de haber oldu. Whatsapp üzerinden SABAH muhabirine ulaşan Mecit Muhammed, ablasının acısının bir nebze olsa hafiflediğini, şimdi mutlu olduklarını söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern de ülkesine kabul edilen yeni göçmenleri, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü'nde, Mangere Mülteci Yeniden Yerleşim Merkezi'nde ziyaret ederek, "Evinize hoş geldiniz" dedi. Başbakan Ardern daha sonra bu göçmenlerle birlikte, saldırıda ölen yakınlarının anısına bir hatıra ağacı dikti.