Bursa'da yaşayan iki genç, ailelerinin de onayıyla nişanlandı. Ancak, bir süre sonra hem iki genç hem de aileler arasında anlaşmazlık çıkınca, 18 yaşındaki kız ve ailesi nişanı bozdu. Bu durumu gururuna yediremeyen 22 yaşındaki damat adayı ile annesi, evlerini bastıkları genç kız ve annesini dövdü. Anne ve kızın şikâyetçi olması üzerine açılan ceza davasında, damat adayı ve annesi kasten adam yaralama suçundan ceza aldı. Ardından, Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvuran anne-kız, dayak nedeniyle komşularına rezil olduklarını ve çevrelerinde küçük düşürüldüklerini öne sürerek, 30 bin TL'lik manevi tazminat davası açtı. Talebi yerinde bulan mahkeme, genç kız için 8 bin, annesi için de 11 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti.
YARGITAY İKİNCİ KEZ FAZLA DEDİ
Damat adayı ve annesinin temyiz ettiği karar, Yargıtay 4'ncü Hukuk Dairesi tarafından bozuldu. Ancak yerel mahkeme kararında direndi. Davalılar ikinci kez temyiz edince dosya bu kez Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gitti. Genel Kurul ise davalıların davacılara yönelik fiillerin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralama niteliğinde olduğu hususunda yerel mahkeme ile Özel Daire arasında bir uyuşmazlık bulunduğu belirtti. Ancak olay tarihi ve gelişim biçimi, davacıların yaralanma derecesi ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu kanaatine varıldığını vurgulayan genel kurul, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, önceki bozma kararına uyulması gerekirken, kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ifade etti.