Yargı dünyasından acı bir haber geldi. Emekli Cumhuriyet Savcısı Mehmet Şenay Baygın hayata gözlerini yumdu. Savcı Baygın özellikle 17/25 FETÖ kalkışması ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nda çalışmış önemli dosyalara bakmıştı.
Yaklaşık 30 yıldır meslekte hizmeti olan Baygın, 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşmeden örgütün üniversite yapılanmasına yönelik operasyon üzerine operasyon yaptı. Savcı Baygın yargı dünyasında çalışkanlığı ve cesareti ile tanınmıştı. Geçtiğimiz yıllarda Bakırköy Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı sırada sağlık sorunları sebebiyle emekli olan ve avukat oğlu ile Şişli'de hukuk bürosu açan Baygın bir süredir sağlık problemleri ile uğraşıyordu.
Mehmet Şenay Baygın'ın sağlık durumu son zamanlarda ağırlaştı. Bir süre önce yoğun bakıma alındı. Tedavi gördüğü hastanede sabaha karşı hayata gözlerini yumdu. Sevenleri ve yargı dünyası yasa boğuldu.
Mehmet Şenay Baygın 15 Temmuz gecesi ile ilgili SABAH'a şunları anlatmıştı: 15 Temmuz gecesi bir restoranda yemekteydik. Aynı mekanda ama arka masada ise savcılar Can Tuncay ve Hikmet Pak da vardı. SAT Komutanlığı'ndan bir yüzbaşı da masamdaydı. Bu yüzbaşı, Kemal isimli Ankara'dan tanıdığım diş hekimi arkadaşımın yakınıydı. Bir süre oturduk ve yemek yedik. Yüzbaşıya bir telefon geldi ve birden yüzü değişti. Masadan kalktı ve diş hekimi arkadaşım Kemal'in kulağına sessizce bir şey söyledi. Kemal'e ne olduğunu sorunca bana 'yüzbaşı çocuk tuhaf bir şeyler olduğunu, burada oturmamamız gerektiğini söyledi' dedi. Ben de Bomonti'de oturduğun için direkt yakındaki evime geçtim. Televizyonu açınca Boğaziçi Köprüsü'nde tankları gördüm. Sonrasındaarabama bindin ve yakın bir mesafede olan Çağlayan Adliyesi'ne vardım.
Adliye önünde birer tane polis ve güvenlik görevlisi vardı. Barikat kurmuşlardı. Ben geçmek isteyince terör savcısı olduğuma inanmadılar. Kimlik gösterip ikna ederek içeri girdim ve odama çıktım. Terör büro 7. kattaydı, koridora girdim o an kimseler yoktu. Ben odamın kapısını açtığım anda koridora Hikmet ve Can savcı birlikte girdi. Hikmet Savcı'nın odasına girip televizyonları açtık. Başsavcı Vekili İrfan Fidan ile irtibata geçtik. Hem Nöbetçi olan Hikmet hem de ben Adliye görevde olduğumuzu söyledik. Darbeciler hakkında ne gerekiyorsa yapılması konusunda savcı arkadaşlarla hem fikir olduk. İrfan beyden de bu doğrultuda talimat aldık.
Hikmet Savcının odasında yazılı talimat düzenlendi. Bu talimatta işledikleri suçlar ayrı ayrı tarif edildi. Bu sırada bizim odalarımızın camları açık ve ışıkları yanıyordu. Dışarıdan helikopter ve F-16 sesleri geliyordu. Emniyetten darbecilere yönelik her türlü usul yetkisinin (arama, el koyma ve gözaltı vb.) kullanılması istendi. Emniyetten gelen bir görevliye talimat elden verildi. 24 saat adliyeden hiç ayrılmadık. Bu sırada darbenin başarısız olduğu anlaşıldı ve bizim verdiğimiz talimatlar doğrultusunda gözaltılar başladı. Ben 15 Temmuz akşamı savcı arkadaşlarımla böyle şerefli bir görevin parçası olduğum için gururluyum.