Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Türkyılmaz, Türkiye'nin farklı bölgelerinde çıkan ve çoğu kontrol altına alınan orman yangınlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkyılmaz, orman içindeki emniyet şeritlerinin yangının ilerlemesini durdurmak için yapılan teknik çalışma olduğunu belirterek, "Eğer bu çalışma yapılmamış olsaydı şu an Türkiye'nin yaşadığı felaketi belki 2-3 ile çarparak yaşama durumu söz konusu olacaktı. Birçok yangın noktasında yangının ilerlemesi yangın emniyet şeritleri ile durduruldu. Yangınların kontrol altına alındığı yerlerde tedbirleri ihmal etmememiz, vatandaşların bu alanlara kesinlikle girmemesi lazım, tekrar yangınlar başlayabilir" diye konuştu.
Türkyılmaz, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde birden fazla bölgede bu kadar çok ve büyük orman yangınlarıyla karşılaşılmadığını söyleyerek, "Çıkış sebebi; ister küresel ısınma, ister ihmal, ister sabotaj ne koyarsanız koyun adını, bütün bunların hepsi de var bu yangında. Yangının bu 13 gün içinde kontrol altına alınıyor olması bu faktörleri üst üste koyduğunuzda bir başarı hikayesidir aslında. Türkiye yangınlar ile mücadelede dünya lideridir, birincidir. Sahil bantlardaki şehirlerimizde belediyelerin dikkat etmediği hususlar var. Yerleşim yerlerinde orman sıfırına kadar imar veriyorlar. Dolayısıyla ormanda yangın çıktığında enerjinizi, ormandaki yangını söndürmeye değil yerleşim yerlerine ulaşmamasına kullanıyorsunuz. Orman sıfırına kadar imar verilmemeli" dedi.
'BELEDİYELERİN ÖNLEM ALMASI GEREKİYOR'
Orman Genel Müdürlüğü'nde (OGM) tüm teşkilatın hiyerarşi ile yönetildiğine dikkat çeken Türkyılmaz, "Ama belediyelerde durum böyle değil, bunu Manavgat yangınında da gördük. Büyükşehir belediyesi başka şey söylüyor, ilçe belediyeler başka şey yapıyor. Belediyelerin itfaiye teşkilatlarında yangına hassas bölgelerde büyükşehir belediyesi ya da il belediyesi bazında bir koordinasyon merkezi yönetim şekline dönüştürülmesi gerekir. Belediyelerde bu koordinasyon eksikliği var, mecburen biz orman içinde şiddetli şekilde devam eden yangını kontrol etmeyi bıraktık, döndük geldik yerleşim yerindeki yangını önlemeye çalıştık. Biz orman yangınlarını daha erken önleyebilecekken, daha geç müdahale etme şansımız oldu. Belediyelerin bu iki önlemi alması gerekiyor" diye kaydetti.
'ARAZİNİN TOPOGRAFİK YAPISI ÖNEMLİ'
Türkyılmaz, orman yangınları ile mücadelede helikopterin de uçağın da gerekli olduğunu ifade ederek, "Hangisinin çoğunlukta olması gerektiğini o ülkenin ormanlarının hakim olduğu arazinin eğimi belirler. Eğer siz düz bir araziye sahip ormanlardan oluşan ülkeyseniz sizin için yangınla müdahalede uçak önceliklidir. Dolayısıyla uçağınız fazla, helikopteriniz az olmalıdır. Ancak Türkiye gibi dağlık arazilerde ormanlarınız varsa sizin yangınla mücadele filonuzda helikopteriniz çoğunlukta olmak zorunda. Burada hangisinin öncelikli olduğu değil hangisinin faydalı olduğunu tartışmak gerekir. Tartışmayı bitirecek nokta arazinin topografik yapısıdır. Türkiye'de kamuoyu algısı o kadar oluşturuldu ki sanki uçaklarımız 3 tane değil de 30 tane olsaydı bu yangın daha erken sönerdi, kesinlikle doğru bir bilgi değil. Hiçbir ülkede hava filosu yangın söndürme aracı değildir. Yangınlara ilk müdahale aracıdır. Yangın geniş alanlara yayıldıktan sonra havadan tüm denizi çevirip dökseniz bile yangını engelleyemezsiniz. Yangını engelleyecek model bu aşamadan sonra yangın emniyet şeritleri, karşı ateş, kara kuvvetleri, insan gücü, arazöz, ilk müdahale ekipleridir" diye konuştu.