2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "kasten öldürmeye teşebbüs ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından 102 yıla kadar hapsi istenen Ş.S. (35), ilk kez hakim karşısına çıktı.
"ÜŞÜMESİNLER DİYE ÜZERLERİNE BATTANİYE ÖRTTÜM"
Daha önce 2 çocuk annesi eşinin cezaevine girmesi üzerine cep telefonunun kendisine teslim edildiğini ifade eden Ş.S., "Merak edip telefondaki kayıtlı numaraları aradığımda eşimin birahanede çalıştığını öğrendim. Halbuki bana börekçide çalıştığını söylemişti. Bu yüzden olay günü tartışmaya başladık. Onu mutfağa götürüp el ve ayaklarını bağladım. Daha sonra da annelerinin elini çözmesinler diye çocukları da aynı şekilde bağladım. Hava soğuktu. Üzerlerine de üşümesin diye bir battaniye örtüp evden
ayrıldım. Kesinlikle tüpü açmadım. Amacım onları korkutmaktı. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyor, tahliyemi istiyorum" dedi.
"BAŞTA BANA ŞAKA YAPIYOR SANDIM"
Duruşmaya mağdur olarak katılan A.S. ise, eşiyle ara ara tartıştıklarını, olay günü kendisine yaptığı şeyin şaka olduğunu zannettiğini söyledi. Sanık eşinin aksine birahanede çalışmasının söz konusu olmadığını, tartışmalarının kızlarının ders çalışmayıp resim yapmasıyla alakalı olduğunu ifade eden A.S., "Tartışma büyüyünce eşim beni mutfağa götürdü, ellerimi ve ayaklarımı bağladı. Sonra çocuklarımın ellerini ve ayaklarını bağladı. Tüpü açma olayı olmadı. Tüpün üstünde çaydanlık vardı. Onun taşması sonucu evde gaz kokusu olmuş olabilir. Cebimdeki cep telefonunu ellerim bağlı olduğu için güçlükle çıkardım. Zorla 155'i aradım. Bu sırada sürünerek yanıma gelen kızım da telefondan adresi verdi. Sonra kızım ayaklarındaki bağı çözdü ve polisler gelince kapıyı açtı. Eşim çocuklarımı sevmektedir. Öldürme kastıyla hareket ettiğini düşünmüyorum. Şikayetçi de değilim. Tahliye edilsin" diye konuştu.
KÜÇÜK MAĞDURLARIN İFADESİ PSİKOLOG EŞLİĞİNDE ALINDI
Mahkeme, davanın küçük mağdurlarının ifadesini ise psikolog eşliğinde aldı. Olay günü kardeşiyle birlikte resim yaptığı için anne ve babasının tartıştığını ifade eden Z.S. (9), "Babam, annemi, 'Gel seninle bir şey konuşacağım' diye mutfağa çağırdı. Annemin ellerini ve ayaklarını bağlamış. Sonra beni mutfağa çağırdı. Benim de ayaklarımı bağladı. Üzerimize de battaniye örttü. Bize, 'Sabaha kadar burada durun, aklınız başınıza gelsin' dedi ve evden çıkıp gitti. Tüpü açtığını görmedim. Annem tüp kokusu
olduğunu anladı. Ocağın üstünde çaydanlık vardı. Annem arka cebindeki telefonu çıkardı ve 155'i aradı. Polise evin adresini ise ben verdim. Polisler eve gelinceye kadar ayaklarımı çözmüştüm. Zili basan ekiplere kapıyı ben açtım. Ocağı kapatmak istediğimde patlar diye annem izin vermedi" diye konuştu.
Davanın en küçük mağduru olan İ.S. (5) ise başından geçenleri anlatmakta zorlandı. Hakim, sorduğu sorulara cevap veremeyecek durumda olan küçük İ.S.'nin ifadesini almaktan vazgeçti.
ANNE VE ÇOCUKLARINI KURTARAN POLİSLER DİNLENDİ
Mahkeme, iki çocuk ve annesini kurtaran Emniyet Müdürlüğünde görevli polisleri de şahit olarak dinledi. 155'ten gelen anonsla söz konusu adrese gittiklerini anlatan memurlar, "Önce Z.S.'yi, ardından da mutfakta olan annesi ve küçük kardeşinin el ve ayaklarındaki ipleri keserek kurtardık. İçeride yoğun bir gaz konusu vardı. Hemen onları dışarı çıkarıp ambulansı çağırdık. Meslektaşlarımızdan biri de gazı kapatmıştı" dedi.
OLAY YERİNDE KEŞİF YAPILMASINI TALEP ETTİ
Sanık avukatı Nalan Bener ise müvekkilinin eşi ve çocuklarını öldürmek gibi bir kastının olmadığını ifade ederek, "İstese bunu bıçakla ya da iple boğarak da yapabilirdi. Üstelik üşememesi için üzerlerine battaniye bile örtmüştür. Amacı onlara ders vermektir. Suçun unsurları oluşmamıştır. Bu ancak aile fertlerine kötü muamele suçunu oluşturur. Olay yerinde keşif yapıldığı takdirde de birçok şey görülecektir. Sanık eşini ve çocuklarını çok sevmektedir. Biz müvekkilimizin tahliyesini talep ediyoruz" dedi.
Mahkeme, olay yerinde keşif yapılması ve sanığın tahliye talebini reddederek duruşmayı erteledi.