Bahar ayları ile birlikte artış gösteren Saman Nezlesi olarak da bilinen Alerjik rinit ile ilgili Uzman Doktor Serkan Altıparmak ile konuştuk. Halk arasında saman nezlesi, bahar alerjisi gibi isimlerle bilinen mevsimsel alerjik rinitin normalde vücut için zararlı olmayan çeşitli maddelere karşı vücudun bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıktığını ifade eden Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz(KBB) Uzman Dr. Serkan Altıparmak, Alerjik rinit hastalarında ayrıca astım, göz alerjisi, dermatit gibi başka alerjik hastalıklar da görülebilir" dedi.
ALERJİK RİNİT, SON ON YILDA SIKLIĞI EN ÇOK ARTAN HASTALIKLAR ARASINDADIR
Alerjik rinit, son on yılda sıklığı en çok artan hastalıklar arasında. Alerjik rinit sıklığı farklı etnik kökenlerde ve coğrafi bölgelerde farklı oranlarda görülüyor. Özellikle gelişmiş ülkelerde sık görülen ve gelişmekte olan ülkelerde de sıklığı artan insan yaşamını olumsuz yönde etkileyen bir hastalıktır. Kesin sıklığı bilinmemekle birlikte tüm yetişkinlerin yüzde 10-30'u çocukların ise yüzde 40'ının bu hastalıktan etkilendiği düşünülüyor. Ülkemizde yapılan çalışmalarda ise bu oranların erişkinlerde yüzde 2-27, çocuklarda yüzde 3-39 arasında dağılım gösterdiği saptandı.
ALERJİK RİNİTE AĞAÇ, ÇAYIR VE OT POLENLERİ GİBİ HAVADA UÇUŞAN ALERJENLER SEBEP OLUR
Altıparmak, "Daha çok mevsim geçişlerinde görülen mevsimsel alerjik rinite ağaç, çayır ve ot polenleri gibi havada uçuşan alerjenler sebep olur. Kuru ve rüzgarlı havalarda polen miktarı daha fazla olduğu için böyle durumlarda hastaların belirtileri artabilir. Bu polenler çok küçük yapıda ve hafif olduklarından dolayı rüzgar ve böcekler aracılığı ile kilometrelerce uzağa taşınabilirler. Yıl boyu süren alerjik rinitten ise genelde ev tozu akarları, hamam böceği ve hayvan tüyleri gibi alerjenler sorumlu tutulmaktadır. Burunda kaşıntı, şefaf akıntı, tıkanıklık ve hapşırık bu hastalarda görülen en sık belirtilerdendir. Bu yakınmalara boğaz, kulak ve damak kaşıntısı, horlama, koku ve tad alma bozuklukları da eklenebilir. Küçük çocuklarda genellikle sık burun sümkürme, öksürme ve boğaz temizleme hareketleri ebeveynlerin dikkatini çekebilir. Klinik tabloya eşlik eden kızarıklık, kaşıntı, sulanma ve ışıktan rahatsız olma gibi göz semptomları da olabilir. Ayrıca bu hastalara astım, konjonktivit (göz ihtihaplandırması), sinüzit, nazal polip,reflü, kronik öksürük, obstrüktif uyku apnesi ve özellikle çocuklarda kulak enfeksiyonu ile geniz eti gibi pek çok hastalık ve durum da eşlik edebilir. Tüm bu semptomlar bu hastalarda dikkat eksikliği, konsantre olamama, geceleri tam olarak dinlenememe, gündüz uyuya kalma gibi durumlara neden olabilir. Bu hastalığın ve semptomların sıklığı göz önüne alındığında yıllık ciddi seviyelere ulaşan iş gücü kaybı ve akademik başarısızlığa neden olmaktadır.
UZMAN BİR HEKİME BAŞVURMALI
Yukarıda sayılan semptomlara sahip bireyler mutlaka uzman bir hekime başvurmalı ve uygun tanıyı ve tedavi desteğini almalıdır. Alerjik rinit tanısı uzman bir hekim tarafından hastanın hikayesi, fizik muayene, kan ve deri testleri gibi çeşitli yöntemlerle kolayca konulabilir. Bu yöntemlerden hangisinin kullanılacağı hastadan hastaya değişebilmektedir.
ALERJİK RİNİTİN KESİN BİR TEDAVİSİ MAALESEF GENELDE MÜMKÜN DEĞİLDİR
Alerjik rinitin kesin bir tedavisi maalesef genelde mümkün değildir. Esas tedaviyi semptomlara neden olan alerjenden uzak durmak oluşturur. Ayrıca çeşitli ilaçlar ve burun spreyleri tedavinin temelini oluşturur. Bunların yanı sıra immünoterapi , akupuntur, fototerapi, botoks, cerrahi girişimler gibi farklı tedavi yöntemleri de bulunmaktadır. İlaçlardan ise en sık kullanılanları antihistaminikler, montelukast, kromolin ve steroidli burun spreyleri sayılabilir.
Ayrıca bu hastalar aşağıda belirtilen önlemleri uygulayabilirlerse mevcut şikayetlerini önemli ölçüde azaltabilirler. Polenlerin yoğun olduğu dönemde dışarı çıkmama, çıkmak zorunda ise maske kullanma, Polenlerin yoğun olduğu dönemde ev kapı ve pencerelerini kapama, Yün veya kuş tüyü yastık ve yorganları pamuk veya sentetik ürünlerden yapılanlarla değiştirme, Kapalı ortamları sık sık havalandırma, Isınma ve havalandırma filtrelerini periyodik olarak değiştirme, Sigara içmemek veya içilen yerde durmamak, Polenli havalarda dışarıdan geldikten sonra kıyafetleri değiştirmek, Evde alerjiye sebep olabilecek bitki ve hayvan bulundurmamak diyebiliriz" şeklinde konuştu.