Kıtalararası 32. Avrasya Maratonu kapsamında yapılan Halk Koşusu, bu yıl 100 bine yakın kişinin katılımıyla gerçekleşti. Ancak bu kez geçen yıllara oranla katılımdaki artış nedeniyle Boğaziçi Köprüsü adeta beşik gibi sallandı. Köprü üzerini boydan boya kaplayan kalabalığın hareketi bir süre sonra köprüyü sallamaya başladı. Bazı vatandaşlar, köprünün sallanmasından tedirgin olurken, o anı kendilerinden uzakta bulunan ailelerine cep telefonlarıyla anlattıkları görüldü. Köprünün yaşanan yoğunluk nedeniyle normal esneme payı oranında sallandığı, bunun tedirginliğe neden olacak bir durum olmadığı belirtildi.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN
PROF. DR ALP: GEÇMİŞ OLSUN
Ancak kentbilimci ve mimar Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp "Avrasya Maratonu, Boğaziçi Köprüsü'nü yıkabilirdi" şeklinde açıklama yaptı. Alp, açıklamasında, salınımlar esnasında sistemin normal durumuna göre yaptığı yer değiştirme miktarına "genlik" denildiğini hatırlattı. Salınımların sistemin doğal frekansına eşit olması halinde, sistemin genliğinin sonsuza dek artma eğilimi gösterdiğini savunan Alp, bu olaya "rezonans" denildiğini bildirdi. Kesintili rüzgar altındaki bir köprünün, deprem dalgaları nedeniyle oluşan salınım etkisi altındaki bir binanın rezonansa uğrayabileceğini ifade eden Alp, şunları kaydetti: "Örneğin 1940'ta ABD'nin Washington eyaletinde yapılmış olan, Boğaziçi Köprüsü'nün benzeri Tacoma Asma Köprüsü, ulaşıma açıldığından birkaç ay sonra rüzgar etkisiyle rezonansa girerek yıkılmıştır. Benzer etki salınımlı bir asma köprü üzerine büyük bir insan kitlesinin yürümesi veya koşması nedeniyle de oluşabilir. 2000'de Londra'da Thames Nehri üzerine inşa edilen Millenium Yaya Köprüsü de insanların yürüyüşlerinden oluşan titreşimler nedeniyle sallanmaya başlamış ve rezonansa girme eğilimi gösterdiğinden ulaşıma kapatılarak mühendislik hesapları yenilenmiş, gerekli takviye ve değişiklikler yapıldıktan sonra 2002'de tekrar hizmete açılabilmiştir. İstanbul'a geçmiş olsun."