Türk basınının duayeni, meslek büyüğümüz, öğretmenimiz, ağabeyimiz Hıncal Uluç aramızdan ayrılalı bir yıl oldu. Hıncal Uluç; yazılarıyla, fikirleriyle ve öğreticiliğiyle mesleki bilgilerini aktardığı öğrencilerinin, mesai arkadaşlarının, ailesinin ve okurlarının en uzun soluklu "Hayat Bilgisi" öğretmenlerinden birisiydi. Bugün 20 Kasım... Yıllarca mesai harcayarak bütünleştiği SABAH Gazetesi'nin usta yazarı, spor medyasının duayen yorumcusu, meslek büyüğümüz, öğretmenimiz, ağabeyimiz Hıncal Uluç'un birinci ölüm yıldönümü... Yorulmadan doğruların peşinde koşan, Türk basının hafızası, Babıali'nin dev çınarı, medyanın Hıncal Abi'si; çocukluk yıllarından vefatına kadar yanlışları dile getirdiği cesaretiyle, düşündüğünü söylemekten vazgeçmediği tavrıyla anılıyor ve anılmaya devam edecek. Hıncal Ağabey'in 83 yıllık yolculuğu; 1 Kasım 1939'da Kilis'te başladı. İlköğretimini Bandırma ve Kilis'te, Orta Okulu ise Antakya'da tamamladı. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni bitirdi. Ahmet Taner Kışlalı'nın ağabeyi Mehmet Ali Kışlalı'nın desteğiyle; 1957'de Ankara'da Yeni Gün Gazetesi Spor Servisi'nde gazetecilik mesleğine adım attı.
'HAYAT BİLGİSİ' ÖĞRETMENİMİZDİ
İlerleyen yıllarda Yankı Dergisi'nde spor yazıları kaleme aldı. Yıllar içerisinde farklı bakış açıları, bilgisi, birikimi, entelektüel ve yol gösteren kimliğiyle Spor Medyası'na yön verdi; çok büyük değişimlere imza atarak Türk Basını'nın seyrini değiştirdi. Hızlı gelişimin, değişimlerin öncüsü, Türk Medyası'nın en fazla konuşulan ve tanınan ismi, aralarında olmaktan onur duyduğum genç meslektaşlarının öğretmeni oldu. Hıncal Ağabey yazılarıyla, fikirleriyle ve öğreticiliğiyle, mesai arkadaşlarının, ailesinin, okurlarının en uzun soluklu "Hayat Bilgisi" öğretmenlerinden birisiydi.
1980'de İstanbul'a gelen Hıncal Uluç, 1990'da yıllarca "Yuvam" sözüyle bahsettiği SABAH'ta köşe yazıları yazmaya başladı.
Galatasaray sevdasıyla tanınmış, İnönü Stadı'nda bir maça; sarı-kırmızı kaşkoluyla gitmişti. "Okur, sizi okurken kimi okuduğunu bilsin. Yazılarımı bir Galatasaraylı'nın yazıları olarak okusunlar" dedi.
SAYISIZ İSİM YETİŞTİRDİ
Sadece spor alanında değil, sanat, magazin ve siyasi alanlarında da herkesin hangi düşüncede olduğunu gösterecek yazılar yazmaya başladı.
Kendisine has fikirleriyle Türk Basını'na yön verdi. Futbol sınırlarını aşarak diğer spor dallarına verdiği değerle Türk Sporu'nun gelişimine büyük katkıları oldu. Cesareti ve keskin kalemiyle çok defa hedef oldu. 1994'te silahlı saldırıya uğradı.
Öcal Uluç (Hıncal Uluç'un Ağabeyi): "Sadece kardeşim değildi... Dostumdu, arkadaşımdı, meslektaşımdı ve en önemlisi dert ortağımdı. Bir yıldır boşlukta gibiyim.
Yavuz Donat (Gazeteci – Yazar): 50 yıllık arkadaşımdı. Ankara'da birlikte aynı gazetede çalışmaya başladık. Öcal Uluç'la da yılarca birlikte çalıştık.
Benim için ikisi de kardeş gibiydi. Birlikte çok anımız vardı. O anılar da insanlarla birlikte yitip gidiyor. Babaları albay Fuat Uluç'u tanırım.
9 Işık'ı Başbuğ Türkeş ile birlikte yazan insandır. Tavizsizdi bir kalemdi.
Levent Tüzemen (Gazeteci – Yazar): Hıncal Uluç, Türk Medyası'nın hem hafıza kartı hem de kütüphanesiydi. Vefatı, Türk medyasında derin bir boşluk bıraktı ve yeri doldurulamadı.
Gürcan Bilgiç (Gazeteci – Yazar): Hıncal Uluç; kuzenim, ağabeyim ve ustamdı. Kendisini mesleğine adamış, olaylara farklı bakmayı başarabilmiş, sürünün kara koyunuydu. Basın tarihimizdeki birçok yenilik onunla geldi.
Serkan Korkmaz (Gazeteci): Hıncal Ağabey, yaşantımızda ve medyada konumlandığı yeri tam anlamıyla kendi inşa ettiği için kimse boşluğunu doldurmaya heveslenmemeli. Spor, sanat ve yaşam kültürü adına çok güçlü bir referans noktasıydı Hıncal Ağabey. Kendine özgü bakış açısını, çok güçlü bir hitabetle ortaya koyardı.