Ünlü Gazeteci Yazar Haluk Şahin, geçtiğimiz yıl, yılın büyük bir bölümünü geçirdiği, uğruna kitaplar yazdığı Çanakkale'nin Bozcaada İlçesi'ne taşınma kararı aldı. Geçtiğimiz Nisan ayında eşyalarını toplayan yazar Şahin, içerisinde Türkçe, İngilizce ve Fransızca klasiklerin bulunduğu yıllarca biriktirdiği kütüphanesindeki kitaplarını bırakmaya ise gönlü razı olmadı.
BOZCAADA BELEDİYESİ: GETİR BİZ SAHİP ÇIKARIZ
Yıllarca biriktirdiği özel koleksiyonuna kıyamadığı için önce bir üniversiteye bağışlama kararı alan Şahin, bağış öncesi kitaplarıyla ilgili düşüncelerini sosyal medyadan paylaştı. Şahin, "Yaşları ilerleyen kitapseverlerin uykularını kaçıran bir soru vardır: Ben gittikten sonra kitaplarım ne olacak? Çöp tenekesini mi boylayacak? Yoksa onları kullanmak isteyen birileri olur mu? Çok acı sahneler gördüm: Cenaze çıkar çıkmaz eve sahaf çağıranlar, kitapları çöp tenekesinin yanına koyanlar... Hani merhumun bir çift ayakkabısını kapıya koyarlar ya, öyle! Hayatımızın ağırlığını Bozcaada'ya aktarınca, İstanbul'daki evde toplanmış olan binlerce kitaplık kütüphanemin akıbeti epeydir beni düşündürüyordu. Herhangi bir kitap topluluğu değil bu. İletişim, Troya, Ege, şiir, tasavvuf ve yakın tarih bölümleri özel koleksiyonlar sayılabilir. Türkçe, İngilizce, Fransızca, çoğu yazarından imzalı kitaplar. Yaşar Kemal'inden Uğur Mumcu'suna, Aziz Nesin'inden Erdal İnönü'süne..." yazdı. Şahin'in paylaşımı binlerce yorum alırken, Bozcaada Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz ünlü yazara telefon açarak "O kitaplara en iyi şekilde sahip çıkmak görevimizdir" diyerek kitapları adaya getirmesi için destek verdi.
Yılmaz'dan ve Çanakkale Belediyesi'nden gelen isteklere kayıtsız kalamayan Şahin, diğer paylaşımında ise "Benim bir parçam olan kitapları hapsedemezdim! Tümünü adaya götürmeye karar verdim. Günlerce uğraşıp onları kolilere doldurdum. Doldururken bir yandan da hayret ettim: Meğer ben ne müthiş kitaplar biriktirmiş, zamanı gelince kullanmak üzere saklamışım. Adamızın Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz telefon etti ve o kitaplara en iyi şekilde sahip çıkmak görevimizdir dedi. Teşekkür ediyorum. Çanakkale Belediyesi'nden ve birçok başka yerden de aradılar. Umarım bu kitaplar zengin bir Bozcaada Kütüphanesi'nin çekirdeğini oluşturacak. Kitapları kamyona yükledim geliyorum" yazdı.
KİTAPLAR TAHRİP OLDU
Kitapları için özel bir kamyon tutan Şahin, Bozcaada Belediye Başkanı Yılmaz'ın "Sahip çıkarız" sözüyle tüm kitaplarını 90 metrekarelik bağ evine taşıdı. Ancak geçen onca süreye rağmen belediye sözünde durmayıp kitapları muhafazaya almayınca yüzlerce özel kitap, hasar gördü.
Yıllarını paylaştığı kitaplarının gözünün önünde tahrip olmasına içerleyen Şahin sosyal medya hesabından açıklama yaparak kitapların teslim alınmadığını anlattı.
Şahin mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Tek tük de olsa soranlar oluyor: "Kütüphane ne oldu?" "Olmadı!" diyorum ama ayrıntılara girmiyorum. Sordukları kütüphane, benim getirdiğim kitaplarla Bozcaada'da kurulacağı sanılan kütüphane. Hikâyesini kısaca özetleyeyim: Zamanımızın çoğunu adada geçirmeye ve İstanbul'daki evimizi kapatmaya karar verdiğimizde karşımıza çıkan en büyük sorun kitaplardı. Üç beş yüz değil, binlerce kitap. Atsan atılmaz, satsan satılmaz. Ona buna dağıtmaya gönlüm razı olmadı. "En iyisi adaya götürmek, belki bir kütüphanenin nüvesi olur" diye düşündüm. Duygu ve düşüncelerimi Facebook'ta yazdım. Ertesi sabah çeşitli yerlerden "Biz talibiz" anlamında mesajlar aldım. Benim için en önemlisi Bozcaada Belediye Başkanı Dr. Hakan Can Yılmaz'dan gelendi. Başkan, "Haluk abi, kitaplarınız emanetimizdir, ne gerekirse yaparız!" diyordu. 35 yıldır ada kültürüne katkıda bulunmak için çırpınmış biri olarak sevindim tabii. Eşim Belgin'le kolları sıvayıp altmış koli kitap paketledik, iki kargo aracıyla adaya gönderdik ve asıl yerine gidinceye kadar beklemek üzere seraya indirdik. Beklemeye başladık. Aylar aylara eklendi. Bir haber gelmedi. Yaz bitti, yağmurlar başladı. Seradaki kitaplardan bazıları altı ay süren bekleyiş sırasında hasar gördü. Onları atıp, diğerlerini mecburen minik ada evime yığdım, adım atacak yer kalmadı. Kitapların tümüne talip dört belediye var! Ama göz izimi taşıyan o can dostlarımın başka yerde olmasına yüreğim razı olmuyor. Acıklı bir hikâye değil mi?"