ÖZGÜR OĞUZ (Adıyaman Filarmoni Orkestrası Şefi)
İlk öğretmen olduğum zaman kendi kendime "Eğer gittiğin bir köy okulunda köy çocuklarına veya bir şehir okulunda şehrin asi çocuklarına tüm uğraşılarına rağmen elinden bir şey gelmemiş ve bir öğrencinin hayatını kazanmasına vesile olamamışsan hiç olmazsa oradan ayrılırken bir fidan dik, doğaya faydan olsun, insana olmadıysa..." demiştim.
Çok çalıştım, köy okulunda çalıştığım yıllarda çok sayıda öğrencimin müzik bölümlerini kazanmasını sağladım şimdi hepsi öğretmen, akademisyen oldu, gurur duyuyorum onlarla.
Adıyaman'a yıllar önce müzik öğretmeni olarak atandığım zaman şehirde o yıllarda kültür sanat adına hiçbir şey yoktu. Ne bir tiyatro, ne bir konser. "Şikayet etmek yerine bir şeyler yapmak gerek" dedim kendi kendime. Çünkü şikayet sonuç vermez. Ve sanatın bu şehre, bize ama en önemlisi çocuklarımıza iyi geleceğini düşündüm. Kulağımın arkasındaysa müzik öğretmenimin bir sözü vardı: "İnsanlar neden sanata ulaşmak için merkeze gitsin, sanat taşraya gelsin." Bu görüş doğrultusunda önce Adıyaman Filarmoni Derneği'ni, sonra da kimi öğrenci kimi müzik öğretmeni 25 kişilik bir orkestra kurduk. Amacımız bölgeye hitap edecek bir Devlet Senfoni Orkestrası'nın kurulumuna öncülük etmek, bölge insanının kültürel ve sanatsal unsurlara uzak kalmaması ve sosyolojik bakımdan da kentlilik bilincinin geliştirilmesini sağlamaktı. İlk konserimizi 2012'de bir veli buluşmasında Pera Düğün Salonu'nda verdik.
Bugün gelinen noktada yaptığımız veya yapmaya çalıştığımız düzenli konserler Adıyaman'da ve çevre illerdeki insanların klasik müziğe yaklaşımını değiştirdiğimizi düşünüyorum. Kimi zaman telefonla arayarak, kimi zaman mesaj atarak veya e-posta göndererek konserlerimizle ilgili bilgi almaya çalışan birçok insan var. Ki bu insanların bir kısmı da çevre illerde yaşıyor. Konserlerimizin tarihine göre işlerini veya tatillerini planlamak istediklerini söylüyorlar.
En son 5. Adıyaman Uluslararası Müzik Festivali için tur şirketlerinin konser günlerimize göre GAP turu planlamak istediklerini bize bildirmeleri karşısında, demek ki neymiş biz sadece sanat elçiliği yapmıyor aynı zamanda kültür ve turizm elçiliği de yapıyormuşuz dedik. Bunlar gerçekten gurur verici bizim için. Ama bir itirafta bulunayım.
Bugünlere geleceğimizi asla tahmin etmiyordum, bunu tahmin etsem belki de bu kadar çalışmaz, zaten olacak der rahatımıza bakardık.
KARAMSAR OLMADIK
Bugünlere gelmek elbette kolay olmadı. Elbette pek çok engelle karşılaştık. Hiç unutmam bir gün bir büyüğüm aradı ve emniyet müdürlüğüyle yaptıkları ortak çalışmada tiyatro gösterisine ihtiyaçları olduğunu söyledi, benden yardımcı olmamı istedi. Araştırdım insanlarla görüştüm. En son konuştuğum kişi Kültür Bakanlığı'ndan bir daire başkanıyla görüşmem gerektiğini söyledi. Aradım konuşuyoruz. Ben Adıyaman dedikçe beyefendi hırçınlaşıyor, "Olmaz beyefendi gelemeyiz göndermem oraya kimseyi" diyor. Çünkü daha önce Adıyaman'a bir tiyatro oyunu göndermiş ve 12 kişi izlemeye gelmiş. "O bizden önceydi" dedim. İkna oldu beyefendi. Oyun geldi, sonra bir daha, bir daha... Ellerimle oyun biletlerini sattım ve bazen de cebimden harcadım ki biletler satılmış olsun tiyatrolar gelmekten vazgeçmesin düzenli gelsinler diye. Bugün Adıyaman'a düzenli turne tiyatrosu geliyor. Benzer bir durum Adıyaman Filarmoni Orkestrası için de geçerliydi. Türlü türlü engelleri aşmak zorunda kaldık. Ama yedi yılın sonunda bir tane bile bilboard'a çıkmadan, pankart, afiş duyurusu yapmadan salonlarımızda izdiham yaşanıyorsa zaten doğru yol haritasını bulmuşsunuz demektir.
Açıkçası yola çıkarken karamsarlığa düşmedik hiçbir zaman ve elimizden geldiğince her şeyi yaptık. Bir hayale inandık, birlik olduk ve çok çalıştık. Bugün gelinen noktada yurt dışında orkestra yönetmem için pek çok davet alıyorum ve gidiyorum. Zaman zaman sanatsal işbirliği için ortak çalışma önerileri, proje ortaklıkları gibi davetler alıyoruz... Mersin'den İstanbul'dan konser vermemiz için çağırıyorlar, gidiyoruz. Bizimkisi her şeye rağmen bir hayale inanma, kararlı olma, yoğun emek verme ve insanların hayatına dokunma işiydi. Elbirliği ile Adıyaman Filarmoni Orkestrası'nı yoktan var edip bölge için önemli bir kültürel oluşum haline getirdik. Bu başarı tabii sadece bizim değil bize inanan herkesin de başarısı.
Zannımca inanmak önemli. Ortak bir amaç için var gücünüzle çalışmak da... Elbet engeller çıkar insanın karşısına ama zor da olsa engeller bir şekilde aşılıyor. Biz Adıyaman'da güzel bir şey başardık. Bilinmez belki yolun başındayız belki. Ama şimdiden hem kendimiz, hem çevremizdeki insanlar hem Adıyaman için birçok şeyi değiştirdiğimizi görüyorum.
Türkiye'de herkesin bir hayali olsun, o hayalin peşinden gitsin istiyorum. Ortak hayallerde buluşup Türkiye'yi güzel yarınlara kavuşturabiliriz. Ama güzel yarınlar hep birlikte, çalışarak ve inanarak gelir diye düşünüyorum.