Türkiye'nin en önemli akciğer nakil ekiplerinden birinde görev alan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Sevinç Çıtak, 34 yaşında. Uzmanlığına Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi'nde Göğüs Cerrahisi asistanı olarak başlayan Çıtak, sonrasında uzmanlığını alıp SBÜ Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne Göğüs Cerrahisi Uzmanı olarak geldi. Çorum'da dünyaya gelen ve İstanbul Kadıköy'de yaşayan Op. Dr. Sevinç Çıtak, dört çocuklu ailenin en küçük çocuğu. Ailesinde hiç doktor yok. Annesi matematik, babası ise fizik öğretmeni. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mezunu olan Çıtak'ın anne, baba, abla ve yengesi de Ankara Üniversitesinden mezun.
"AKCİĞER, GAYRETİNİZİ BOŞA ÇIKARMAYAN, ILIMLI BİR ORGAN"
30 yaşından beri Akciğer Nakli ekibinde yer alan Çıtak neden 'Akciğer Cerrahisi'ni seçtiğini ise şu sözlerle anlatıyor: "Açıkçası işimi güzel yapmak istedim, göğüs cerrahisi çok sempatik gelmişti. Kalender insanlar göğüs cerrahisi yapar diye düşündüm. Çok seviyorum göğüs cerrahisini. Akciğer, yumuşak başlı bir organ. Ne kadar kötü davranırsanız davranın, size iyi davranan, siz ona iyi bakınca da hemen iyileşme eğiliminde olan bir organ. Zora koşmuyor, ılımlı, gayretimizi boşa çıkarmayan bir organdır, ben çok severim akciğeri. Aslında çok narindir. Sigara kullanmamışların, çocukların ciğerleri pamuk gibidir. Bu sebeplerle çok severek, isteyerek seçtim ve bir gün pişman olmadım."
PANDEMİDE BİLE 8 NAKİL YAPTIK
Bugüne kadar 50 nakil ameliyatında görev yaptığını dile getiren Çıtak, "Akciğer nakli, ekip işi. En az 4 kişiyi barındırması gereken bir organizasyon. Önce organı almaya gidiyoruz. Organı aldıktan sonra geliyoruz, eski akciğeri çıkartıp yenisini takıyoruz. Bunlar için hep 2'şer cerrahlı döngülerle çalışıyoruz. Ben de Türkiye'nin ilk başarılı akciğer nakline imza atmış ve bugüne kadar da 143'ün üzerinde akciğer nakli yapmış olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer Nakli Ekibi'nde yer aldığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Pandemi döneminde bile 10 ayda 8 akciğer nakli yaptık. Bağış olsaydı daha da çok nakil yapabilirdik" dedi.
"ERKEK CERRAHLARA BU SORULAR SORULMUYOR!"
En büyük şikayetinin ise insanların 'Kadın Cerrah' kavramına karşı önyargıları olduğunu söyleyen Çıtak, "Kadın cerrah olmak kolay değil. Hocalarım bana hep, 'İleride evleneceksin, çocuğun olduğunda ne yapacaksın?' diyorlar. Erkek meslektaşlarıma ise hiç kimse bu soruyu sormadı, sormuyor. Ben her şeye hazır olduğum için cerrahlığı seçtim. Türkiye'de yapılan akciğer nakillerinin dünya çapında duyulmasını istiyorum. Bunun için ekip olarak canla başla çalışıyoruz, zor vakaları yapıyoruz ve insanların hayatına dokunmayı çok seviyoruz. Ancak biz ne yaparsak yapalım, organ bağışları olmadığı sürece elimiz kolumuz bağlanıyor, hastalarımızı bekleme listelerinde kaybettiğimiz zaman birbirimizden gizli gizli ağlıyoruz. Organ bağışları çok önemli. O listedeki isimler sadece isim değil, aileleri ile beraber 30-40 insana bir anda hayat vermiş oluyorsunuz. Organ bağışını lütfen ailenizle konuşun ve önemseyin" diyor.
"O 'İLK NEFESİ' GÖREN KESİNLİKLE ORGAN BAĞIŞI YAPAR"
Op. Dr. Sevinç Çıtak, "Akciğer nakli çok zor bir nakil, en zorlarından biri. Enfeksiyonlara çok açık olduğu için hastaları çok iyi korumamız gerekiyor. Göğüs Cerrahisi ve Akciğer Nakil Birimi Sorumlusu Prof. Dr. Ahmet Erdal Taşçı hocamızın çektiği 'İlk nefes' videolarımız var. Hasta ameliyattan ağzında tüple çıkıyor ama o tüpü çıkarttıktan sonra 'ilk nefes'lerini alıyorlar. O bir nefeslik süre o kadar uzun ki... Hastanın gözünde o nefesin ne kadar kıymetli olduğunu görüyorsun. O nefese ne kadar çok şey bağladığını görebiliyorsun. Bence o anları gören insanların zaten orga bağışı yapmaması pek de mümkün değil" diyor.