Hastanenin başhekimi Nurettin Yiyit'in yaptığı açılış konuşmasıyla başlayan programa yerli doktorların yanı sıra Dubai, İngiltere, Kosova, Özbekistan, Makedonya, Somali gibi birçok ülkeden doktor katılım sağladı. Türk cerrahlar tarafından göğüs kafesi açılmadan kapalı yöntemle 8 ayrı hastanın canlı yayında gerçekleştirilen akciğer kanseri ameliyatı, 30'u fiziki olmak üzere yüzlerce doktor tarafından izlendi. Katılımcılara, ameliyat ve hasta hazırlığının yanı sıra ameliyathane ortamında vakaları ve teknikleri görme fırsatı sunuldu.
Türkiye'de canlı cerrahi operasyonlarını gerçekleştiren ilk ekip olduklarını belirten Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Metin, 'Minimal İnvazif Cerrahi' eğitimlerinin çıkış noktasını SABAH'a anlattı. Prof. Dr. Metin, "90'lı yıllarda yaklaşık 40 santimetrelik kesilerle gerçekleştirdiğimiz operasyonları gelişen teknoloji sayesinde çok daha az ve küçük boyuttaki kesilerle (3 cm gibi) yapmaya başladık. Operasyonlarda yüksek başarı oranları elde ettik. 2018 yılından sonra da yaptığımız başarılı işleri insanlara anlatmak, bilgilerimizi yaymak istedik. Ve bir canlı cerrahi ekibi oluşturduk. Akciğer ameliyatları riskli olduğundan başta tereddüt etsek de kapalı sistem ameliyatların sayısının ve bizlerin de tecrübesinin artmasıyla projemizi hayata geçirdik. 2021'de ise ilk kez 4 hastaya canlı cerrahi operasyonunu gerçekleştirdik. Ve hasta sayısını yıldan yıla arttırdık. Bu yıl gerçekleşen eğitimde ise 8 hastamıza, 4 farklı masada toplamda 9 farklı Video Yardımlı Torasik Cerrahi (VATS) ameliyatı gerçekleştirdik. Her bir masa, katılımcılara farklı bir cerrahi deneyim sunarak, bilgi ve becerilerini geliştirmelerine olanak tanıdı. Yapmış olduğumuz operasyonları yerli ve yabancı meslektaşlarımız burada fiziki olarak takip edebildikleri gibi internet üzerinden de izleyebiliyor. Eğitimde bu yıl, Dubai, İngiltere, Kosova, Özbekistan, Makedonya, Somali gibi pek çok ülkeden gelen doktorlar bulunmaktaydı." İfadelerini kullandı.
ERKEN TEŞHİSTE PANDEMİ AVANTAJI
Akciğer kanserinin, dünyada hala en ölümcül kanser olarak bilindiğini ifade eden Prof. Dr. Muzaffer Metin, "Ülkemizde son birkaç yıldır akciğer kanseri görülme oranı arttı. Bunun en büyük sebebi ise pandemi ile beraber artan tomografik kontrol. Tomografik taramalar sayesinde erken evre akciğer kanserini teşhis etme imkanı buldu. Şu an Türkiye'de yıllık 45-50 bin civarında yeni tanı akciğer kanseri hastası bulunmakta. Bunların çoğu erken evre olduğundan tamamen tedavi edilebilme şansları var. Bununla birlikte yeni tip ilaçlar sayesinde ileri evredeki hastaları da ameliyat etme şansı buluyoruz. Hastanemizde gerçekleşen ameliyatların yüzde 80'e yakını kapalı olarak teknolojik koşullar altında gerçekleşiyor. Operasyonlarımızda başarı oranımız yüzde 90'ın üzerinde seyrediyor. Bu veriler, ülkemiz açısından gurur dünya genelinde dahi oldukça yüksek bir oran." şeklinde açıklamalarda bulundu.
"TÜRKİYE, SAĞLIKTA İLERİ SEVİYEDE"
Projenin önderlerinden biri olan ve asıl amaçlarının hekim eğitimi olduğunu belirten Doç. Dr. Celal Buğra Sezen, "Eskiden Türk doktorlar olarak bu tarz teknolojik ve kapsamlı eğitimleri yurt dışında çıkıp öyle alıyorduk. Ancak fark ettik ki oralarda eğitim için gittiğimiz doktorların büyük çoğunluğu zaten Türk. Buradaki hocalarımız yurt dışına gidiyor ve orada eğitimler veriyordu. Aslında eğitim anlamındaki avantajımızı kullanamadığımız anladık ve o eğitimleri ülkemizde yaparak bilgiye erişimi kolaylaştırdık. Hatta bu eğitimleri internet üzerinden yayınlayarak poliklinik aralarında dahi izlenebilir kıldık. Türkiye, Çin dışındaki ülkelerle kıyaslandığında sağlık alanında çok daha iyi bir seviyede. Örneğin, biz gerçek hastalarla gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla canlı cerrahiyi anlatırken, Avrupa'da genellikle domuz üzerinde yapılan işlemlerle eğitimler veriliyor." dedi.
HIZLI İYİLEŞME SAĞLIYOR
Öte yandan minimal invazif yöntemi ile gerçekleşen ameliyatların avantajlarından da bahseden Doç. Dr. Sezen, "Bu yöntem sayesinde hastalarda açılan kesiler küçük olduğundan iyileşme süresi kısalıyor, daha az ağrısı oluyor ve enfeksiyon riski en aza indirgenmiş oluyor. Bununla beraber 24 saat içerisinde taburcu olabilir seviyeye gelen hastalarımız oluyor. Bu da sosyal yaşamlarına geri dönüşü hızlandırıyor, ilaç kullanımını azaltıyor. Ayrıca bu tür kalemlerin azalması hastanın sağlığı kadar ülke ekonomisine de fayda sağlamış oluyor. Ancak yöntemin pek çok avantajı olmasına rağmen her hastaya uygulanamıyor. Operasyonun gerçekleşebilmesi için anestezinin iyi olması, akciğerin yapışık olmaması gibi pek çok durumun göz önüne alınması gerekiyor." dedi.