Asrın felaketinin ardından binlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği Adıyaman'da, Yeni Mezarlık yakınlarını kaybeden insanlarla dolu. Binlerce aileye mezar olan Adıyaman merkezdeki yıkım geriye gözü yaşlı çaresiz insanlar bıraktı. Kızını, damadını ve 3 torunun mezarı başında ağıt yakan anneanne Gül Işık ve dede Mehmet Işık torunlarına getirdiği çikolata ve sütleri mezar taşlarına bıraktı.
Yürekleri dağlayan dede Mehmet Işık'ın gözyaşı bir an bile durmuyor. Işık; "Oğlum Alim torunum, sana çikolatalı süt getirdim. Hani çok seviyordun içsene niye içmiyorsun. Ablalarına iyi bak onlar sana emanet" diyerek gözyaşı döküyor.
Depremi vurduğu Adıyaman'da acının büyüklüğü artık kelimelere sığmıyor. Sokaklarda gezen herkes bir yakını tanıdığını kaybetmiş durumda. Acının en yoğun yaşandığı yer ise binlerce Adıyamanlının defnedildiği Yeni Mezarlık. Yan yana yüzlerce ailenin mezarı var. Bunlardan birisi de Turan ailesi. Baba Hasan Turan (46), anne Hatun Turan (43), çocukları Semra (20), Sude (18) ve Ali (13) yan yana defnedildiler. Kızlarını damadını ve torunlarını kaybeden ışık çifti ise onların mezarı başından hiç ayrılmıyor. Kendi evleri Adıyaman TOKİ'de olduğu için hayatta kaldılar. Evleri depremde hasar görmedi. Ama kızı ve ailesi enkaz altında kalarak hayatlarını kaybetti.
"BİR KIZIM VARDI ODA TORUNLARIMI ALIP GİTTİ"
Anneanne ve dede Mehmet Işık torunlarının mezarı başında ağıt yakıp gözyaşı döküyor. Mezar taşına bıraktıkları çikolatalı süt ve lokumlar görenlerin yüreğini dağlıyor. Dede Mehmet Işık; "Bir kızım vardı o da ailesini torunlarımı alıp gitti. Ali en küçük olanı. Büyük torunum Semra Adıyaman Üniversitesi'nde okuyordu. Küçük kız ise hazırlanıyordu. Damadım beni öz babasından ayırmazdı. Şimdi getirdim çikolata yemiyorlar. Çok büyük bir acı tahammül edemiyorum. Yüreğimiz yanıyor." Dedi.
"İSTEMEYE GELECEKLERDİ"
Anneanne Gül Işık ise gözyaşlarım kurudu bir aile tamamen yok oldu diyerek şunları söyledi; "Büyük torunumun bir sevdiği vardı. İstemeye geleceklerdi, benimle konuşurdu her şeyini. Ali'm en küçüğü çok severdi beni. Biz depremde uyandık ev epey sallandı ama bir şey olmadı. Dışarı çıktık hemen kızımı aradım açan olmadı. Damadımı aradım açmadı. Evlerinin yanına geldik ki evleri başına yıkılmış. Bağırdık çağırdık duyan olmadı. Çıkaramadık 3'üncü gününde cenazelerine ulaşıldı. Hepsi bir birine sarılmıştı. Torunlarımın hayalleri vardı, sevdikleri vardı hepsi yarım kaldı. Keşke ben ölseydim onlar kalsaydı. Ben bu acıya dayanamıyorum. Çok zor çok, onlardan geriye fotoğraflar kaldı" dedi.