Anadolu 40. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya tutuklu sanık Abdullah Çakıroğlu ve avukatı, Ayşegül Terzi ile çok sayıda kadın avukat hazır bulundu. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, İzmir Barosu, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu avukatlarının da bulunduğu duruşmayı Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka da izledi. Avukatlar ve Nazlıaka davaya katılma talebinde bulundu. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun yanısıra çok sayıda izleyicinin katıldığı duruşmada çevik kuvvet ekipleri de önlem aldı.
GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Duruşma salonuna ilk olarak hemşire Ayşegül Terzi'yle annesi, babası ve avukatları alındı. Sonrasında duruşmaya sanık Abdullah Çakıroğlu getirildi. Bu sırada Terzi gözyaşlarına boğuldu. Duruşmada kimlik tespiti yapılan Abdullah Çakıroğlu 35 yaşında, bekar ve 10 yıldır özel güvenlik görevlisi olduğunu belirterek lise mezunu olduğunu söyledi. Mahkeme hakimi kimlik tespitinin ardından iddianameyi okuyor.
İDDİANAMEDEN
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 23 yaşındaki Ayşegül Terzi'nin Maslak'ta bir özel hastanede hemşire olduğu, olay günü olan 12 Eylül tarihinde otobüse bindiği ve Çekmeköy'de mevkiinde otobüste yolcu olarak bulunan Abdullah Çakıroğlu'nun Terzi'nin yüzüne tekme atmak suretiyle yaraladığı anlatıldı. Çakıroğlu hakkında "İnanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme", "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama", "Kasten yaralama" ve "Hakaret" suçlarından toplamda 2 yıl 7 aydan 9 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
"KENDİ KENDİME KONUŞMA HALLERİM ARTMIŞTI
Anadolu 40. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmada tutuklu sanık Abdullah Çakıroğlu ve avukatı, Ayşegül Terzi ile çok sayıda kadın avukat hazır bulundu. Duruşmada kadın avukatların katılma talebinde bulunmasının ardından sanık Çakıroğlu'nun kimlik tespiti yapıldı. Mahkeme hakiminin iddianameyi okumasının ardından savunmasını yapan Çakıroğlu, "İş yerinde hastalığım nüksetmişti. Bu da telefon kayıtlarında vardır. Ege'de Murat diye bir hoca efendiden ilaçlarımı istemiştim. Hastalığım ilk başladığında 2 sene önce ona gitmiştim. İlaç verdi, tedavi oldum. Kendime gelmiştim. Son zamanlarda ise kendi kendime konuşma hallerim artmıştı" dedi.
Bunun üzerine mahkeme hakimi, "Bu hoca efendi dediğin din adamı mı" diye sordu. Sanık Çakıroğlu ise, "Evet" diye yanıt verdi. Çakıroğlu, "2 sene kimseye bulaşmadım. Sonra rahatsızlığım nüksetti. Kendi kendine konuşma, bağırma, çağırma hallerim arttı. 2-3 gün üst üste nöbete kalınca psikolojim arttı. Konuşma seanslarım arttı. Otobüsteki hadise vuku buldu" dedi.
"İSTEM DIŞI REFLEKSTE BULUNDUM"
Çakıroğlu savunmasında devamla, "Otobüste daha önceden tanımadığım bayanı gördüm. Oturuşu müstehcendi. Doğru oturmasını söyledim. Suratıyla 'sanane' anlamında işaret yaptı, önüme döndüm. Durumu hazmedemedim istem dışı reflekste bulundum. Yaptığımı doğru bulmuyorum. Bayanın oturuşunu da doğru bulmuyorum. Hastalık halinde istem dışı reflekste bulunuyorsun. İstem dışı oluyor ancak doğrular üzerinden gerçekleşiyor. Bu şekil oturuşunu doğru bulmadım, uyardım. Kendisi umursamadı, hiç oturuşunu düzeltmedi. Cünüp kelimesi bana aittir. Bu kelimeyi kullandım. Otobüsün içinde bir grup beni dövdü. Bayanın sözü üzerine millet galeyana gelip otobüsten attılar beni, dövdüler. Hapishanede de tartaklandım. Bu olayda sara hastalığımın etkisi büyüktü. Nüksetmişti. Saldırma eğilimim artmıştı" şeklinde konuştu.
"VURUŞUM ORTA HALLİ, AYAKKABILARIM ESNEK"
Tanık beyanlarına karşı söz alan Çakıroğlu, "Benim vuruşum orta halli bir vuruştu. Spor ayakkabılarım esnekti. Darp raporunu abartılı buluyorum. Ben orada Genelkurmay Başkanı olduğumu söyledim. Bunu hiçbir tanık söylemedi. Hasta olduğumun en büyük delili budur. Ben şeytani bir şey olduğunu, c.nüp olduğunu ve Genelkurmay Başkanı olduğumu söyledim. Başka da bir şey söylemedim" dedi.
Duruşma olaya ilişkin görüntülerin izlenmesi ile devam ediyor.
"TEKME ATTI, TANIDIĞI SANDIM"
Otobüste yolcu olan ve duruşmada tanık olarak dinlenen Zafer Kır, "Sanık ağzının içinden oturduğu yerden konuşuyordu. Birden ayağa kalktı. Adımını atıp koridorlardaki demirden iki eliyle tutunup müştekinin suratına tekme attı. Tekmeden sonra ne olduğunu anlamadım. Şok oldum. Akrabası tanıdığı sandım" dedi.
"CİNLER MUSALLAT OLMUŞ"
Sanığın Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 14 gün kaldığını söylemesi üzerine mahkeme hakimi, "Erenköy dışında bir yerde tedavi gördün mü" diye sordu. Sanık "Hocaya gittim" dedi. Bunun üzerine hakim, "Hoca sana ne yaptı" şeklinde soru yöneltti. Çakıroğlu ise, "Beni okudular. Cinler musallat olmuş dediler" diye yanıt verdi.
"ORTAK YAŞAM ALANINA YAKIŞMAYACAK GİYİM KUŞAMI VARDI"
Çakıroğlu mahkemedeki ifadesinde, "Müştekinin kendisini taşıyabilecek bir giyim kuşamı olması lazımdı. Herkesin ortak yaşam alanına yakışmayacak şekilde giyim kuşamı vardı. Ortamı bozuyordu. Otobüste aile, ana baba var. Herkesin ruh dünyasını etkiliyordu. Doğruları birinci dereceden Kuran-ı Kerim'den almak zorundayız. Kadının haya perdesinin oluşması için örtüsü olması gerekiyor. Kuran-ı Kerim ve hadislerde örtünmesi gerektiği belirtilmiştir. Gayrimüslimim diyorsa kendisini taşıyabilecek giyim kuşamı olması gerekiyor. Aksi taktirde insanları suça teşvik ediyor, insanların şehvet duygularını kabartıyor. Benim olayda şehvet duygularım kabarmadı ama istem dışı bir davranışta bulundum" dedi.
Duruşma, mahkeme hakiminin dosyadaki delilleri okuması ile devam ediyor.
AYŞEGÜL HEMŞİRE İFADE VERİRKEN GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Sanığın savunmasının ardından Ayşegül Terzi'nin ifadesinin alınmasının işlemine geçildi. Davaya katılma talebi olduğunu belirten Terzi güçlükle konuşarak, "Paraya ihtiyacım vardı, kendime nöbet yazdırmıştım. Gece nöbetimi tuttum. Sabah nöbetten çıktım. Üzerimde sivil kıyafetim vardı. Otobüste boş koltukta ters bir şekilde oturdum. Sanığı hiç görmedim. Bayram sabahıydı. Telefonda müzik dinliyordum ve bayramlaşıyordum. Yüzüme biri birden tekme attı. Ne olup bittiğini anlamadım. Sonrasını hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde hastanedeydim. Ağzından çıkan sözleri hatırlamıyorum. Elimdeki poşetleri bacağımın üzerine koydum. Bacağım kapalıydı" diyerek gözyaşlarına boğuldu. Bu sırada salondaki bazı izleyicilerin de ağladığı görüldü. Mahkeme hakimi, Terzi'nin sesinin titrediğini ve ağlamaya başladığını tutanağa geçirdi.
"TEKRAR YAPACAĞINDAN KORKUYORUM"
Terzi ifadesinde devamında, "Karakolda söylediklerim tam yazılmadı. Ardından kendi çalıştığım hastaneye gittim. Başımdan darbe aldığımı, kafamın şiştiğini söylediler. Ağzımın içinde kanamalı yaralar vardı. Canım çok yanıyordu. Sanığın hiçbir suçlamasını kabul etmiyorum. Yaptığı eylemi dine bağlamasını doğru bulmuyor ve kabul etmiyorum. Evime çok yakın oturuyor. Ben bunu bana tekrar yapabileceğini düşünüyorum. Serbest kalırsa tekrar yapacağından korkuyorum" dedi. Bu sırada Ayşegül hemşire yeniden ağladı.
Terzi'nin avukatlarının beyanda bulunması ile duruşma devam ediyor.