Gaziantep'te minik Asiye'nin yaşadığı pitbull saldırısıyla tüm Türkiye göz yaşı dökerken hayvanlar üzerinden rant elde etmeye çalışanların çabaları ise hız kesmedi. Asiye'ye saldıran pitbull cinsi köpek ülke gündemine oturan tehlikeli türlerin arasında bulunuyor. Çevre ve Orman Bakanlığı Bakanlığı'nın 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'na göre; tehlikeli ırklara mensup köpeklerin üretilmesi ve satışı eski yasada olduğu gibi yasak ve bu ırkların şehir yaşantısında çocuk parklarına girmesi ve dolaştırılması da yasaklandı. Bu türlerin sahiplenilmesi, üretilmesi ve satışı 2004 yılından beri yasak olmasına rağmen internet ve sosyal medyadaki platformlarda pitbull satışı sürdürülüyor. SABAH, Avukat Emre Akkaş'a Hayvanları Koruma Kanunu'nunun tehlikeli ırklara yönelik maddelerini sordu.
"CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL"
SABAH'A değerlendirmede bulunan Avukat Akkaş, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu m./14/f.1-l'ye göre Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike cins kabul edilen hayvanları üretmek, sahiplenmek, sahiplendirmek, barındırmak, beslemek, takas etmek, sergilemek, hediye etmek ve bunların ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmanın yasak kabul edildiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti; "Yasağı ihlal edenler için yine aynı Kanun'un 28. maddesine göre hayvan başına on bir bin Türk lirası idarî para cezası verileceği öngörülmüş durumda. Ama temmuz ayında yapılan düzenlemeyle geçici bir hüküm getirildi. Değişikliklerin yürürlüğe girdiği 14/7/2021 tarihinden itibaren altı aylık süre içinde, bu hayvanları yürürlük tarihine kadar besliyor olan kişilerin hayvanları ilçe tarım müdürlüklerine kaydettirip kısırlaştırması ve bunlara mikroçip taktırması halinde beslemeye devam edebilecekleri ve belgeli, ağızlıklı ve tasmalı olarak dolaştırabilecekleri belirtildi. Ama yine de halkın yoğun olarak bulunduğu yerlere ve çocuk oyun alanları ve parklarında dolaştırılmaları yasaklandı. Bu süre 14/01/2021 tarihinde sona eriyor, yani bu tarihten sonra kayıtsız, çipsiz ve kısırlaştırılmamış olurlarsa hayvan başına 11.000 TL idari para cezası verileceği düzenlendi. Tehlikeli hayvanlara çip takılarak, sisteme kaydedilerek kayıt ve kontrol altına alınmaları ve hem hayvanların hem onları besleyenlerin takibinin yapılması amaçlandı. Yani aslında Pitbull gibi tehlikeli cinslerin satışı, sahiplendirilmesi vs. yasak ve üstelik yaptırım da öngörülmüş durumda. Ancak burada 11.000 TL tutarındaki cezanın caydırıcılık etkisinin yeterli olmadığını söyleyebiliriz, üstelik ayrıca bir adli ceza da öngörülmemiş durumda. Tabi TCK m.177'de gözetimi altında bulunan hayvanı başkalarının hayatı veya sağlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde serbest bırakan veya bunların kontrol altına alınmasında ihmal gösteren kişinin 6 aya kadar hapis/adli para cezasıyla cezalandırılacağı öngörülmüş fakat bu suçun oluşması için hayvanların sadece satışı/sahiplendirilmesi yeterli değil, hayvanın zarar vermesi halinde uygulanabilecektir. Ayrıca caydırıcılık için öngörülen idari para cezasının uygulanabilmesi de önemli."
"TEHLİKELİ HAYVANLARI SAHİPLENDİRMEKTE YASAK"
Akkaş kanunun 14. maddesinde tehlikeli hayvanlar için sahiplendirmenin de yasaklanmış durumda olduğunu belirterek; internet ve sosyal medyanın takibinin durumu zorlaştırdığını söyledi. Akkaş, "Kanunda ev hayvanlarının satışı yasak olarak öngörülmemiş. Sadece eğitim almış kişilerin ev hayvanı satışı yapabileceği, ev hayvanı satış yerlerinde kedi ve köpeklerin bulundurulamayacağı, bu hayvanlara ilişkin katalog ve yarı görsel bilgilerin bulunabileceği, ilgililerin bunlardan seçtikleri kedi ve köpeklerin, bakanlıkça izin verilen üretim yerlerinden teslim alınabileceği düzenlenmiş" ifadelerini kullandı.
KANUNUN BU HALİ OLUMLU BİR GELİŞME
Kanunun 17. maddesinde sahipsiz hayvanların yerel yönetimlerce kayıt altına alınacağı düzenlendiğini anlatan Akkaş, "Kanunun m.4/f.1-j maddesinde sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için yerel yönetimlerin gönüllü kuruluşlarla iş birliği yaparak, hayvan bakımevleri kuracağı ve onların bakımlarını ve tedavilerini sağlayacağı düzenlenmiş. Üstelik Kanunun 6. maddesinde sahipsiz/güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde bu bakımevlerine götürülmesi zorunlu tutulmuş. Burada önemli olan, hayvanların sürekli olarak bakımevlerinde tutulması değil, kısırlaştırma, aşılama ve rehabilite edilmesinden sonra alındıkları ortama geri bırakılmasının öngörülmüş olması. Bulundukları ortamda korunmaları, bakımları, aşılarının yapılması ve kayıt altına alınmaları için ise "yerel hayvan koruma görevlisi" adı verilen ve hayvan koruma dernek ve vakıflarına üye ya da bu konuda faydalı hizmetler yapmış kişiler arasından il hayvan koruma kurulu tarafından 1 yıl süreyle seçilecek kişilerin görevli olacağı öngörülmüş. Sahipsiz hayvanlara zarar verme ise yeni düzenlemeyle yaptırımı hapis veya adli para cezası olan bir fiil haline dönüştürülmüştür. Bu husus, düzenlenen cezaların süresi ve miktarı bakımından tartışılabilir olsa da eski düzenlemede hayvanların mal olarak görüldüğü, adli yaptırımların da mala zarar verme kapsamında düzenlendiği ve ihlal edenlere sadece kabahat niteliğindeki yaptırımların uygulanacağının öngörüldüğü göz önünde bulundurulduğunda, kanunun bu halini dahi olumlu bir gelişme olarak kabul etmek gerekir kanaatindeyim" dedi.